Hz. Muhammed (s.a.v.), İslam dininin peygamberidir. O, peygamber olmadan önce de toplumunda çok sevilen ve saygı duyulan bir insandı. Ona "el-Emin" denilmesinin en önemli nedeni, güvenilir bir kişi olmasıydı.
"el-Emin" kelimesi Arapçada "güvenilen kişi, dürüst, emin" anlamlarına gelir. Yani, Hz. Muhammed'in çevresindeki insanlar ona her konuda güvenirlerdi.
Hz. Muhammed, gençliğinden itibaren herkesin takdir ettiği üstün bir ahlaka sahipti. İnsanlar onun için şu özellikleri söylerlerdi:
Bu güvenilirliğini gösteren en meşhur olay, Kabe'nin tamiri sırasında yaşanmıştır. Kabe tamir edildikten sonra sıra, kutsal sayılan Hacerü'l-Esved taşını yerine koymaya gelmişti. Her kabile bu şerefin kendisine ait olmasını istiyor ve neredeyse bir kavga çıkacaktı. Sonunda, Kabe'ye ilk giren kişinin hakem olmasına karar verdiler.
Kapıdan ilk giren, Hz. Muhammed oldu. Herkes onu görünce rahatladı ve "İşte Muhammedü'l-Emin (Güvenilir Muhammed) geldi, onun hakemliğine razıyız" dediler. Hz. Muhammed bir örtü getirtti, taşı ortasına koydu ve her kabileden bir kişinin örtünün bir ucundan tutmasını sağladı. Taşı hep birlikte kaldırdılar ve Hz. Muhammed de taşı yerine yerleştirdi. Böylece herkes memnun kaldı ve bir kavga önlenmiş oldu. Bu olay, onun ne kadar akıllı, adil ve güvenilir olduğunu tüm Mekkelilere bir kez daha ispatlamıştır.
İşte bu üstün ahlaki özelliklerinden dolayı, düşmanları bile ona güvenmiş ve ona "el-Emin" demişlerdir. Peygamber olduktan sonra bile müşrikler bile değerli eşyalarını ona emanet etmeye devam etmişlerdir. Hz. Muhammed, her zaman doğruluğun ve güvenilirliğin en güzel örneği olmuştur.
