Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), hayatının her anında Allah'a karşı derin bir sevgi, saygı ve bağlılık içindeydi. Onun bu bağlılığını anlamak için ihlas ve ihsan kavramlarını öğrenmemiz gerekir.
İhlas, yapılan her işi, sadece Allah'ın rızasını kazanmak için yapmaktır. Gösterişten, riyadan (iki yüzlülük) uzak durmaktır. İnsanların beğenisi için değil, sadece Allah için ibadet etmektir.
Hz. Muhammed (s.a.v.), her zaman ihlas sahibiydi. Yaptığı tüm ibadetlerde, söylediği her sözde ve verdiği her kararda yalnızca Allah'ın hoşnutluğunu arardı. İnsanların övgüsünü beklemezdi.
İhsan, bir hadis-i şerifte şöyle açıklanır: "Allah'a, O'nu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Sen O'nu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor."
Yani ihsan; her an Allah'ın kendisini gördüğünün ve işittiğinin bilincinde olarak, en güzel şekilde davranmaktır. Bu, Allah'a olan inancın ve bağlılığın en üst seviyesidir.
Peygamberimiz (s.a.v.), hayatının her anında ihsan sahibiydi. Yalnızken de topluluk içindeyken de, zor zamanlarında da rahat zamanlarında da hep Allah'ın kendisini gördüğünü bilerek hareket ederdi.
Sonuç olarak, Hz. Muhammed (s.a.v.), Allah'a olan derin bağlılığını, ihlas ve ihsan ile hayatının her anında göstererek hepimize en güzel örnek olmuştur.