Şiirdeki her bir satıra dize veya mısra denir. Dizeler, şiirin yapı taşlarıdır.
Örnek:
"Ben bir garip yolcu,
Yollarda düşlerde."
Dört dizeden oluşan bölümlere dörtlük veya kıta denir. Şiirler genellikle dörtlüklerden oluşur.
Örnek:
"Güneş doğar içime,
Umut dolar gönlüme.
Kuşlar uçar neşeyle,
Hayat başlar yeniden."
Şiirdeki dizelerin hece sayısına veya hecelerin uzunluk ve kısalıklarına göre düzenlenmesine ölçü (vezin) denir. Ölçü, şiire bir ritim ve ahenk katar.
Dize sonlarındaki ses benzerliğine uyak (kafiye) denir. Uyak, şiire müzikal bir özellik katar ve akılda kalmasını kolaylaştırır.
Dize sonlarında, anlam ve görevleri aynı olan kelime veya eklere redif denir. Redifler, uyakla birlikte şiirin ahengini güçlendirir.
Örnek:
"Bahçemde güller açtı,
Gönlüm sevgiyle doldu."
Bu örnekte "açtı" ve "doldu" kelimeleri rediftir.
Şiirin kulağa hoş gelmesini sağlayan unsurlara ahenk unsurları denir. Uyak ve redif dışında, aliterasyon (ünsüz tekrarı) ve asonans (ünlü tekrarı) da ahenk unsurlarıdır.
Şiirin biçim özelliklerini anlamak, şiiri daha iyi yorumlamamızı ve takdir etmemizi sağlar. Unutmayın, her şiir kendi içinde özel bir dünyaya açılan bir kapıdır!