İngilizcede **a**, **an** ve **the** kelimeleri, isimleri nitelemek için kullanılan belirteçlerdir (articles). Bu derste, bu belirteçlerin ne zaman ve nasıl kullanıldığını öğreneceğiz.
**A** ve **an**, belirsiz tanımlıklardır. Yani, bahsettiğimiz şeyin genel bir örnek olduğunu veya daha önce bahsedilmediğini belirtiriz.
Örnekler:
Örnekler:
Önemli Not: Kelimenin yazılışı değil, okunuşu önemlidir. Örneğin, "hour" kelimesi "h" ile başlar ama "aʊər" şeklinde okunduğu için önüne "an" gelir.
**The**, belirli bir şeyi veya kişiyi belirtmek için kullanılır. Bahsettiğimiz şey daha önce bahsedilmişse, benzersizse veya bağlamdan anlaşılıyorsa "the" kullanırız.
Örnek: "I saw a cat in the garden. The cat was black." (Bahçede bir kedi gördüm. Kedi siyahtı.)
Örnekler:
Örnek: "Please pass me the salt." (Lütfen tuzu uzat.) (Hangi tuzdan bahsedildiği bellidir.)
Bazı durumlarda, belirli kurallar geçerli olmayabilir:
Örnekler: The Amazon River, The Mediterranean Sea, The Himalayas, The Sahara Desert.
Örnekler: The United States, The United Kingdom.
Müzik aletlerinden bahsederken genellikle "the" kullanılır.
Örnek: "I play the guitar." (Gitar çalıyorum.)
Genel olarak öğünlerden bahsederken "a", "an" veya "the" kullanılmaz.
Örnek: "We had breakfast at 8 am." (Sabah 8'de kahvaltı yaptık.)
Bu kurallar, İngilizcede **a**, **an** ve **the** kullanımını anlamanıza yardımcı olacaktır. Pratik yaparak ve bol bol okuyarak, bu belirteçleri doğru bir şekilde kullanmayı öğrenebilirsiniz.