Sanat dünyasında "bağımsız sanatçı" kavramı, genellikle ana akım üretim ve dağıtım kanallarından bağımsız hareket eden, kendi özgün dilini ve üslubunu koruyan yaratıcıları tanımlar. Türk edebiyatının kilometre taşlarından Hüseyin Rahmi Gürpınar ise bu tanımın adeta canlı bir örneğidir. Peki, onu ve onun gibi sanatçıları "bağımsız" yapan özellikler nelerdir?
Bağımsız sanatçılar, sanatlarını icra ederken belirli bir zihniyet ve duruş sergilerler. Bu duruşun temel taşları şunlardır:
19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başı Türk edebiyatında Hüseyin Rahmi, bağımsız sanatçı kimliğini en iyi temsil eden isimlerdendir.
Servet-i Fünun edebiyatının ağır, süslü ve ağırlıklı olarak bireysel konulara eğilen diline karşılık, Hüseyin Rahmi sokaktaki insanın dilini, günlük hayatını ve sorunlarını eserlerine taşıdı. Şık, Şıpsevdi, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç gibi romanlarında İstanbul'un mahallelerini, farklı sosyal sınıflardan karakterleri, batıl inançları ve toplumsal çarpıklıkları mizahi ve eleştirel bir dille anlattı.
Eserlerini sade ve anlaşılır bir Türkçe ile kaleme aldı. Kahvehanelerde, evlerde, halkın arasında okunabilen bir yazar oldu. Bu tercihi, onu döneminin "seçkinci" edebiyat anlayışından ayıran en önemli özelliklerden biridir. Amacı, edebiyatı halk için yapmaktı.
Hüseyin Rahmi, toplumdaki yozlaşmayı, batıl inançları, görücü usulü evlilikleri, züppeleşmeyi ve sosyal dengesizlikleri keskin bir mizahla eleştirdi. Bu eleştirilerini herhangi bir siyasi veya edebi grubun sözcüsü olarak değil, bağımsız bir gözlemci olarak yaptı.
Hüseyin Rahmi örneğinde olduğu gibi, bağımsız sanatçı olmak hem bir tercih hem de bir mücadeledir.
Hüseyin Rahmi Gürpınar, tüm bu zorluklara rağmen, edebiyat tarihimizde "Türk Dickens'ı" olarak anılacak kadar güçlü bir iz bırakmayı başarmıştır. Onun mirası, sanatını özgür iradesi ve topluma karşı sorumluluğu ile şekillendiren her bağımsız sanatçı için hala ilham vericidir.
Sonuç olarak, bağımsız sanatçılar yalnızca estetik değil, aynı zamanda etik bir duruşu temsil eder. Hüseyin Rahmi de bu duruşu, hayatı ve eserleriyle somutlaştıran, unutulmaz bir örnektir.