Soğuk Savaş'ın en sembolik yapılarından biri olan Berlin Duvarı, 9 Kasım 1989 tarihinde yıkılmaya başladı. Bu tarih, sadece Almanya'nın değil, tüm dünyanın siyasi haritasını değiştiren, adeta bir çağın kapanıp yeni bir dönemin başladığı an olarak hafızalara kazındı.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Almanya, Müttefik devletler (ABD, İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği) tarafından dört işgal bölgesine ayrıldı. Başkent Berlin de benzer şekilde bölündü. Batı Berlin, kapitalist Batı Bloku'nun; Doğu Berlin ise komünist Doğu Bloku'nun kontrolü altındaydı.
1961 yılına gelindiğinde, Doğu Almanya'dan Batı'ya kaçışlar artınca, Doğu Almanya yönetimi, "Antifaşist Koruma Duvarı" adını verdiği Berlin Duvarı'nı inşa etmeye başladı. Amaç, beyin göçünü ve nüfus kaybını engellemekti.
1980'lerin sonunda Sovyetler Birliği'nde başlayan Glasnost (açıklık) ve Perestroyka (yeniden yapılanma) politikaları, Doğu Bloku'nda özgürlük taleplerini artırdı. Doğu Almanya'da da kitlesel protestolar baş gösterdi.
Schabowski'nin açıklamasını duyan binlerce Doğu Berlinli, sınır kapılarına akın etti. Şaşkına dönen sınır muhafızları, kalabalığa engel olamadı ve gece yarısına doğru insanlar duvarı aşmaya başladı. İki tarafın insanları kucaklaştı, birlikte duvarın üzerine çıkarak tarihi bir kutlamaya imza attı. Resmi olarak duvarın sökülmesine ise 13 Haziran 1990'da başlandı.
Berlin Duvarı'nın yıkılması, Soğuk Savaş'ın sembolik olarak sona erdiğinin işaretiydi. Bu olay, şu tarihi gelişmelerin önünü açtı:
1. Almanya'nın Birleşmesi (3 Ekim 1990): İki Almanya resmen birleşerek Federal Almanya Cumhuriyeti oldu. Bu tarih, günümüzde Almanya'da "Birleşme Günü" olarak kutlanır.
2. Doğu Bloku'nun Çözülmesi: Duvarın yıkılması, Polonya, Çekoslovakya, Macaristan gibi ülkelerdeki demokrasi hareketlerini güçlendirdi ve Sovyetler Birliği'nin 1991'de dağılmasına giden süreci hızlandırdı.
3. Yeni Bir Dünya Düzeni: İki kutuplu dünya sona erdi, ABD öncülüğündeki tek kutuplu bir döneme girildi.
Berlin'de duvarın yalnızca küçük bir kısmı anıt olarak korunuyor. En ünlü bölümü olan East Side Gallery, dünyanın dört bir yanından gelen sanatçıların özgürlük temalı resimleriyle açık hava galerisine dönüştürülmüş durumda. Ayrıca, duvarın geçtiği güzergahı takip eden bir hat üzerinde kırmızı tuğlalar yerleştirilerek izi sürülebiliyor.
Berlin Duvarı, insanlığın bölünmüşlüğünün, özgürlük arzusunun ve nihayetinde umudun zaferinin en çarpıcı simgelerinden biri olarak tarihteki yerini koruyor. 9 Kasım 1989, sadece bir duvarın değil, zihinlerdeki sınırların da aşıldığı bir tarih olarak hatırlanıyor.