Cengiz Aytmatov'un ölümsüz eseri Beyaz Gemi, yirminci yüzyıl dünya edebiyatının en etkileyici ve trajik hikâyelerinden biridir. Bu kısa ama güçlü roman, Kırgız yazar Aytmatov'un imzasını taşır ve onun evrensel temalara yönelişinin mükemmel bir örneğidir.
Cengiz Aytmatov (1928-2008), sadece Kırgız edebiyatının değil, Türk dünyasının ve hatta tüm insanlığın sesi olmayı başarmış bir yazardır. Eserlerinde; mitoloji, geleneksel Kırgız kültürü, Sovyet gerçekliği ve evrensel insani değerleri harmanlayarak, okuyucuyu derinden sarsan bir anlatım sunar. Beyaz Gemi, onun bu üslubunu en yoğun şekilde hissettirdiği başyapıtlarındandır.
Roman, Issık Gölü kıyısında, dedesiyle birlikte yaşayan ve hayal dünyasında bir "Beyaz Gemi"ye binip gitmeyi hayal eden isimsiz bir çocuğun gözünden anlatılır. Çocuğun masumiyeti ve saf dünyası, etrafındaki yetişkinlerin acımasız gerçekliği, açgözlülüğü ve geleneklerin yozlaşmış haliyle çarpıcı bir tezat oluşturur.
Beyaz Gemi, sadece bir hikâye değil, insanlık durumu üzerine derin bir sorgulamadır. Aytmatov, bu eserle okuyucuyu; aidiyet, inanç, hayal kırıklığı ve masumiyetin kaybı gibi temel duygularla yüzleştirir. Efsanelerle gerçekliği iç içe geçirdiği anlatımı, esere benzersiz bir şiirsellik katar. Sonu ise, edebiyat tarihinin en unutulmaz ve yürek burkan final sahnelerinden biridir.
Sonuç olarak, Beyaz Gemi, insan ruhunun derinliklerine inen, evrensel bir çığlıktır ve bu çığlığın sahibi, hiç şüphesiz, büyük usta Cengiz Aytmatov'dur.