Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı "Çanakkale Şehitlerine" şiiri, Türk edebiyatının en güçlü ve etkileyici epik eserlerinden biridir. Sadece bir şiir değil, bir milletin varoluş mücadelesinin, fedakârlığının ve dirilişinin destanıdır. Bu yazıda, bu muazzam eserin derinliklerine iniyor, tarihî arka planını, yapısal özelliklerini ve edebî değerini inceliyoruz.
Şiir, Çanakkale Deniz Zaferi'nin (18 Mart 1915) hemen ardından, 1915 yılında kaleme alınmıştır. Ancak asıl ününü, 1924 yılında Sebilürreşad dergisinde yayımlandığında kazanmıştır. Mehmet Akif, İstiklâl Marşı'nı yazdığı gibi, bu şiirde de milletin ruhuna tercüman olmuş, cephedeki askerin iman dolu yüreğini ve vatan sevgisini ölümsüz mısralara dökmüştür.
Şiir, mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır (aa/bb/cc/... şeklinde kafiyelenmiş beyitler). Ancak Akif, klasik mesnevi anlayışından farklı olarak, daha serbest ve lirik bir söyleyiş benimsemiştir. Toplam 98 beyitten (196 mısra) oluşan uzun bir yapıttır.
Şiirin merkezinde, vatan uğruna canını seve seve veren askerin fedakârlığı vardır. Şehitlik, bir ölüm değil, ebedî bir hayat ve şeref olarak yüceltilir.
Çanakkale direnişinin manevi dinamiği ön plandadır. Askerin savaşma gücünü, maddi unsurlardan çok, inancından ve Allah'a olan güveninden aldığı vurgulanır. "Bedrin aslanları" gibi tarihî ve dini referanslar sıkça kullanılır.
Şiir, savaşı basit bir çarpışma olarak değil, bir medeniyet mücadelesi olarak resmeder. Dönemin süper güçlerine (İngiltere, Fransa) karşı kazanılan bu destansı zafer, tüm mazlum milletlere bir umut ışığı olarak sunulur.
"Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi."
Bu dörtlükte, şehit asker doğrudan hitap edilerek yüceltilir. Onun alnının, gökten inen ataları tarafından öpülmeye layık olduğu söylenir. Çanakkale'de dökülen kanın, Tevhid (Allah'ın birliği inancı) gibi kutsal bir değeri kurtardığı ima edilir. Son mısrada ise, İslam tarihinin en şanlı zaferi olan Bedir Savaşı'nın kahramanlarıyla kıyas yapılarak, Çanakkale şehitlerinin konumu eşsiz bir mertebeye taşınır.
"Çanakkale Şehitlerine" şiiri, Millî Edebiyat Dönemi'nin ve epik şiir geleneğinin başyapıtlarındandır. Sadece bir edebi metin değil, kolektif hafızamızın, kimliğimizin ve tarih bilincimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Her okunduğunda, o zorlu mücadeleyi gözler önüne serer ve vatan sevgisini tazeler.
Mehmet Akif Ersoy, bu şiirle, şehitlerimizin aziz hatırasını, Türk milletinin kalbine, mısraların ebedî duvarlarıyla kazımıştır. Eser, her 18 Mart'ta ve her zaman, minnet ve saygıyla okunmaya devam edecek bir anıt-metindir. 🕊️