Antik Yunan mitolojisinin en ikonik ve ürkütücü figürlerinden biri olan Cerberus (ya da Kerberos), yeraltı dünyasının (Hades) kapısını bekleyen, üç başlı devasa bir köpektir. Ölülerin diyarına girenlerin bir daha çıkamamasını sağlayan bu yaratık, binlerce yıldır sanattan edebiyata, popüler kültüre kadar uzanan geniş bir alanda kendine yer bulmuştur.
Cerberus, mitolojiye göre tanrıların en güçlülerinden biri olan Zeus'un kardeşi, yeraltı tanrısı Hades'in sadık hizmetkarıdır. Anne ve babası ise efsanevi canavarların kaynağı sayılan Typhon ve Echidna'dır. Bu kan bağı, onun neden bu kadar korkutucu ve olağanüstü olduğunu açıklar. Bazı kaynaklarda baş sayısının 50 veya 100 olduğu söylense de, en yaygın ve bilinen tasviri üç başlı oluşudur. Hatta bazen boynunda yılanlar, sırtında da yılan başları olduğu anlatılır.
Cerberus'un birincil ve tek görevi, Hades'in krallığının girişini beklemektir. Amacı iki yönlüdür:
Bu görevi onu, sınırların, geçişlerin ve geri dönüşü olmayan yolların sembolü yapar. Ölümün nihai ve kaçınılmaz doğasını temsil eder.
Bu üç başlı bekçi, birkaç önemli mitolojik hikayenin merkezinde yer alır:
En meşhur hikaye, tanrısal güce sahip kahraman Herakles (Herkül) ile ilgilidir. Herkül'ün üstlendiği 12 zorlu görevin sonuncusu, Cerberus'u yeraltı dünyasından çıkarıp getirmekti. Herkül, bu görevi güç kullanarak değil, ustalıkla tamamladı. Hades'ten izin alarak, canavarı zincire vurup yeryüzüne çıkardı ve daha sonra tekrar geri götürdü.
Karısı Eurydike'yi geri getirmek için yeraltına inen müzisyen Orfeus, lirinden çıkan büyüleyici ve hüzünlü melodilerle Cerberus'u uyutmayı başarmış, böylece onun beklediği kapıdan geçebilmiştir. Bu hikaye, sanatın (müziğin) en vahşi yaratıkları bile nasıl yatıştırabileceğinin bir metaforudur.
Bazı anlatılarda, tanrıça Persephone'yi kaçırmak için yeraltına giren Hermes, Cerberus'u kandırmak için bala buladığı bir oyuncak (Syrinks) kullanmıştır. Bu da onun bekçilik içgüdülerinin, basit bir lezzet karşısında nasıl zayıflayabileceğini gösteren ilginç bir detaydır.
Cerberus, antik çömleklerde, heykellerde ve mozaiklerde sıkça betimlenmiştir. Günümüzde ise adı, "acımasız bekçi" anlamında mecazi olarak kullanılır. Örneğin, sıkı güvenlik görevlileri veya zorlu sınavlar için "Cerberus gibi bekliyor" ifadesi yaygındır. Ayrıca:
Cerberus, antik Yunan mitolojisinin sadece korkutucu bir canavarı değil, aynı zamanda ölüm, sınır, sadakat ve kaosun kontrol altına alınması gibi derin kavramların sembolik bir taşıyıcısıdır. Üç başı, belki de geçmiş, şimdi ve geleceği; ya da doğum, yaşam ve ölüm üçlemesini temsil eder. Bu efsanevi yaratık, insanlığın bilinmeze ve ölüm sonrasına duyduğu kadim korkunun ve merakın somutlaşmış halidir.