"Doğru nedir?" sorusu, insanlık tarihinin en eski ve en temel felsefi sorularından biridir. Bu basit gibi görünen soru, aslında epistemoloji (bilgi felsefesi), etik (ahlak felsefesi) ve mantık alanlarının kesişiminde yer alan derin bir sorgulamayı başlatır. Gündelik hayatta sıkça kullandığımız bu kavram, felsefe tarihinde sayısız düşünür tarafından farklı açılardan ele alınmıştır.
"Doğru" kelimesi, bağlama göre farklı anlamlar taşır. Bu anlam katmanlarını ayırt etmek, konuyu anlamak için kritik öneme sahiptir.
Mantıkta, bir önermenin doğruluğu, gerçeklikle uyumluluğuna değil, biçimsel geçerliliğine dayanır. Örneğin: "Tüm insanlar ölümlüdür. Sokrates bir insandır. O halde Sokrates ölümlüdür." Bu çıkarım, öncüller doğru kabul edildiğinde, biçimi gereği doğru (geçerli) bir çıkarımdır.
En yaygın doğru anlayışı, bir ifadenin gerçeklik durumuyla uyum içinde olmasıdır. Felsefede bu, correspondence theory of truth (doğruluk uygunluk teorisi) olarak bilinir. Örneğin, "Dışarıda yağmur yağıyor" önermesi, ancak ve ancak dışarıda gerçekten yağmur yağıyorsa doğrudur.
Bu teoriye göre, bir önermenin doğruluğu, diğer kabul edilmiş doğru önermelerle tutarlı olmasına bağlıdır. Bir iddia, mevcut bilgi sistemimizle çelişmiyorsa ve onu destekliyorsa doğru kabul edilir.
William James ve Charles Sanders Peirce gibi pragmatist filozoflar, doğrunun işe yararlılıkla ölçülebileceğini savunur. Bu görüşe göre, bir inanç veya iddia, pratikte faydalı sonuçlar doğuruyorsa, rehberlik edebiliyorsa "doğru"dur.
Bir şeyin doğru olduğunu nasıl bilebiliriz? Bu soru, doğruluk ölçütü problemini ortaya çıkarır. Farklı disiplinler farklı ölçütler önerir:
"Doğru nedir?" sorusuna verilebilecek tek ve nihai bir cevap yoktur. Bu kavram, bağlama, disipline ve felsefi duruşa göre şekil değiştirir. Belki de doğrunun en önemli özelliği, onu arama sürecinin kendisidir. Bu arayış, insanı eleştirel düşünmeye, sorgulamaya ve daha derin anlayışlara ulaşmaya iter. Pontius Pilatus'un İsa'ya sorduğu gibi "Hakikat nedir?" sorusu, insanlık var oldukça felsefi düşüncenin merkezinde kalmaya devam edecek gibi görünüyor.
Doğru bazen bir varış noktası, bazen de bitmeyen bir yolculuktur. Bu yolculukta belki de en doğru tavır, tevazuyla sorgulamaya ve öğrenmeye açık olmaktır. 🕊️