El-Kuddüs, Allah'ın güzel isimlerinden (esmâ-i hüsnâ) biridir. Arapça "K-D-S" kökünden türemiştir. Bu kök; temizlik, paklık, kutsiyet, her türlü eksiklik ve kusurdan uzak olma anlamlarını taşır.
El-Kuddüs, "her türlü çirkinlikten, eksiklikten, maddi ve manevi kusurdan mutlak anlamda uzak ve berî olan, kutsal, yüce ve pak" demektir. Yalnızca O, zatında, sıfatlarında, fiillerinde ve isimlerinde mutlak kemal ve kusursuzluk sahibidir.
Bu isim, Kur'an-ı Kerim'de iki yerde açıkça zikredilir:
Ayrıca, "Kuddüs" isminin kökü olan "takdis" (kutsama) ve "mukaddes" (kutsanmış) kavramları birçok ayette geçmektedir.
Allah, maddi-manevi her türlü noksanlık, kir, leke, zaman-mekân sınırlaması, değişim ve bozulmadan münezzehtir. O'nun zatı, insan aklının tasavvur edebileceği her türlü eksik sıfattan uzaktır.
"Kuddüs", aynı zamanda "yüce ve ulu" anlamına gelir. Allah'ın şanı yücedir, O, yaratılmışların sahip olduğu sıfatların en mükemmeline bile benzemez. O'nun kutsallığı, yaratılmış hiçbir varlığın kutsallığıyla kıyaslanamaz.
O'nun ilmi, kudreti, hikmeti, adaleti ve yaratmasında hiçbir kusur, eksiklik veya düzensizlik yoktur. Kâinattaki her detay, O'nun kudret ve kusursuzluğunun bir tecellisidir.
El-Kuddüs, bize Allah'ın eşsiz, benzersiz ve mutlak kemal sahibi olduğunu hatırlatan derin bir isimdir. Bu ismi anlamak ve üzerinde düşünmek, insanı hem tevhid inancında derinleştirir hem de manevi bir arınma yolculuğuna davet eder. O, her şeyin üstünde, pak ve yücedir. Tüm övgüler, bu kutsal ve kusursuz olan Allah'a mahsustur.