Enflasyon, bir ekonomide mal ve hizmetlerin genel fiyat düzeyinin sürekli ve gözle görülür biçimde artmasıdır. Basitçe ifade etmek gerekirse, paranın satın alma gücünün zaman içinde azalması olayıdır. Bugün 100 TL'ye alabildiğiniz bir sepet ürünü, bir yıl sonra aynı miktar parayla alamıyorsanız, enflasyonla karşı karşıyasınız demektir.
Ekonomistler enflasyonu ölçmek için genellikle Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) gibi göstergeleri kullanır. Bu endeksler, belirli bir ürün ve hizmet sepetinin fiyat değişimini takip eder.
Alım gücü, belirli bir miktar paranın satın alabileceği mal ve hizmet miktarıdır. Enflasyon arttıkça, sabit kalan bir gelirle daha az mal ve hizmet satın alabilirsiniz. Bu durum, özellikle maaş artışları enflasyonun gerisinde kaldığında hissedilir hale gelir.
Alım gücündeki değişimi basit bir formülle ifade edebiliriz:
Gerçek Alım Gücü = (Nominal Gelir / Fiyat Düzeyi)
Örneğin, geçen yıl 50.000 TL olan aylık geliriniz bu yıl da aynı kaldı, ancak enflasyon %50 oldu. Alım gücünüz şu şekilde azalır:
Gerçek Alım Gücü = \( \frac{50.000}{1.50} = 33.333 \) TL (geçen yılın parasıyla eşdeğer)
Yani, nominal olarak geliriniz değişmese bile, satın alma gücünüz yaklaşık üçte bir oranında azalmış olur.
Enflasyonun olumsuz etkilerinden korunmak için bireyler ve yatırımcılar çeşitli stratejiler geliştirir:
Enflasyon, modern ekonomilerin en temel ve en yakından takip edilen göstergelerinden biridir. Kontrollü ve düşük oranlı enflasyon ekonomik büyümeye eşlik edebilirken, yüksek ve kontrolsüz enflasyon (hiperenflasyon) toplumun tüm kesimlerini derinden yaralayabilir. Bireyler olarak enflasyonu anlamak, alım gücümüzü korumak için atılacak ilk ve en önemli adımdır.
Ekonomi dinamik bir canlıdır; onu anlamak, geleceğe daha güvenle bakmamızı sağlar. 🚀