Eşit kusur, bir zararın meydana gelmesinde birden fazla tarafın aynı oranda sorumlu tutulması durumudur. Bu genellikle, tarafların her ikisinin de zararın oluşmasına katkıda bulunduğu ve kusurlarının derecesinin birbirine yakın olduğu durumlarda söz konusu olur.
Eşit kusur durumunda, tazminat miktarı kusur oranına göre belirlenir. İşte tazminatı etkileyen bazı faktörler:
Kusur oranının belirlenmesi, tazminat miktarını doğrudan etkiler. Eğer mahkeme her iki tarafı da eşit kusurlu bulursa, tazminat genellikle %50 oranında azaltılır.
Maddi ve manevi zararın boyutu, tazminat miktarını etkileyen önemli bir faktördür. Maddi zarar, tedavi masrafları, gelir kaybı gibi somut kayıpları içerirken, manevi zarar ise çekilen acı, üzüntü ve travmayı kapsar.
Tarafların sahip olduğu sigorta poliçeleri, tazminatın ödenme şeklini ve miktarını etkileyebilir. Örneğin, zorunlu trafik sigortası, belirli limitler dahilinde karşı tarafın zararını karşılar.
Benzer olaylarda verilen mahkeme kararları ve Yargıtay içtihatları, tazminat miktarının belirlenmesinde emsal teşkil edebilir. Bu kararlar, kusur oranının ve tazminatın nasıl hesaplanacağına dair önemli ipuçları sunar.
Olayın nasıl gerçekleştiğine dair sunulan deliller (tanık ifadeleri, kamera kayıtları, bilirkişi raporları vb.), kusur oranının belirlenmesinde kritik rol oynar. Delillerin sağlam ve inandırıcı olması, tazminat talebinin kabul edilme olasılığını artırır.
Eşit kusur durumlarında, tazminat sürecinin karmaşık ve çekişmeli olabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, bir avukattan hukuki destek almak, haklarınızı korumanıza ve adil bir tazminat almanıza yardımcı olabilir.