İcra takibi, alacaklının yasal yollarla alacağını tahsil etme sürecidir. Ancak bu sürecin de bir sınırı vardır: Zamanaşımı. Zamanaşımı, alacaklının belirli bir süre içinde hakkını talep etmemesi durumunda, alacağın hukuken geçersiz hale gelmesidir. İcra takibinde zamanaşımı süreleri, alacağın türüne göre değişiklik gösterir.
Türk Borçlar Kanunu'na göre, eğer özel bir düzenleme yoksa, genel zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bu, bir alacağın doğduğu tarihten itibaren 10 yıl içinde icra takibine konu edilmemesi halinde zamanaşımına uğrayacağı anlamına gelir.
Bazı alacak türleri için kanun koyucu, genel zamanaşımı süresinden farklı, daha kısa veya daha uzun zamanaşımı süreleri belirlemiştir. İşte bazı örnekler:
Zamanaşımı süresi işlemeye devam ederken bazı durumlar ortaya çıkabilir. Bu durumlar zamanaşımını durdurabilir veya kesebilir.
Zamanaşımının durması, belirli bir süre için zamanaşımı süresinin işlememesidir. Durma nedeninin ortadan kalkmasıyla zamanaşımı süresi kaldığı yerden işlemeye devam eder.
Zamanaşımının kesilmesi, zamanaşımı süresinin tamamen sona ermesi ve yeni bir sürenin başlamasıdır. Kesilme nedeninin gerçekleşmesiyle birlikte, zamanaşımı süresi baştan başlar.
Borçlu, icra takibine karşı zamanaşımı def'inde (savunmasında) bulunabilir. Bu durumda, icra mahkemesi zamanaşımı itirazını değerlendirir ve eğer zamanaşımı süresinin dolduğu tespit edilirse, icra takibini durdurur.
İcra takibinde zamanaşımı süreleri ve bu sürelere ilişkin istisnalar karmaşık olabilir. Bu nedenle, hak kaybına uğramamak için bir avukattan hukuki yardım almak önemlidir.