Türkiye, 1939-1945 yılları arasında yaşanan II. Dünya Savaşı'nda, coğrafi konumu ve stratejik önemi nedeniyle büyük bir sınav vermiştir. Savaşın yıkıcı etkilerinden korunmak ve milli menfaatlerini en üst düzeyde tutmak amacıyla çok yönlü bir dış politika izlemiştir. Bu politika, bir yandan tarafsızlık ilkesine dayanırken, diğer yandan olası tehditlere karşı hazırlıklı olmayı ve bölgesel dengeleri gözetmeyi amaçlamıştır.
Savaşın ayak sesleri duyulmaya başladığında, Türkiye, bölgesel işbirliğini güçlendirmeye yönelik adımlar atmıştır. 1934 yılında Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya ile birlikte Balkan Antantı'nı kurarak, Balkanlar'daki sınırların korunmasını ve bölgesel güvenliği sağlamayı hedeflemiştir. Bu antant, Türkiye'nin savaş öncesi dönemde izlediği aktif dış politikanın önemli bir göstergesidir.
Savaşın başlamasıyla birlikte Türkiye, tarafsızlık ilkesini benimsemiştir. Ancak bu tarafsızlık, olaylara kayıtsız kalmak anlamına gelmemiştir. Türkiye, savaşan devletlerle ilişkilerini dengede tutmaya çalışmış, bir yandan Müttefiklerle diplomatik temasları sürdürürken, diğer yandan Mihver devletlerle de ilişkilerini koparmamaya özen göstermiştir. Bu denge politikası, Türkiye'nin savaşın dışında kalmasını sağlamada önemli bir rol oynamıştır.
1939 yılında, Türkiye, İngiltere ve Fransa ile bir ittifak anlaşması imzalamıştır. Bu anlaşma, Türkiye'nin olası bir saldırıya karşı korunmasını amaçlamış ve Müttefiklerle işbirliği yapma taahhüdünü içermiştir. Ancak anlaşma, Türkiye'nin savaşa girme zorunluluğu getirmemiş, ülkenin menfaatleri doğrultusunda hareket etme serbestisi tanımıştır.
Savaş, Türkiye'yi ekonomik ve askeri açıdan olumsuz etkilemiştir. Ülke, seferberlik ilan ederek ordusunu güçlendirmeye çalışmış, ancak bu durum ekonomik kaynakların önemli bir kısmının savunmaya ayrılmasına neden olmuştur. Ayrıca, savaş nedeniyle dış ticaret azalmış, enflasyon yükselmiş ve halkın yaşam koşulları zorlaşmıştır.
Savaşın sonlarına doğru, Türkiye, Müttefiklerin yanında yer alarak 1945 yılında Almanya ve Japonya'ya savaş ilan etmiştir. Bu karar, Türkiye'nin savaş sonrası dönemde uluslararası arenada yerini sağlamlaştırmasına ve Birleşmiş Milletler'e kurucu üye olarak katılmasına olanak tanımıştır.
II. Dünya Savaşı, Türkiye'nin dış politikasında önemli bir dönüm noktası olmuştur. Savaşın yıkıcı etkilerinden korunmayı başaran Türkiye, savaş sonrası dönemde Batı ittifakına yönelmiş ve modernleşme çabalarını hızlandırmıştır.