Kathleen Alcott'un kaleme aldığı "Kaplumbağalar", sıra dışı bir dostluğun ve iyileşme sürecinin dokunaklı hikayesini anlatıyor. Roman, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile mücadele eden iki karakterin, Aram ve Laura'nın hayatlarının kesişmesini konu alıyor.
Aram, tedavi gördüğü hastaneden ayrıldıktan sonra küçük bir sahil kasabasına yerleşir. Burada, Laura ile tanışır. İkisi de geçmişlerinin yükünü taşırken, birbirlerinde teselli ve anlayış bulurlar. Birlikte, hem kendi içlerindeki yaraları iyileştirmeye çalışırlar hem de birbirlerine destek olurlar. Roman, bu iki karakterin birbirlerinin hayatlarına dokunuşlarını ve iyileşme süreçlerini detaylı bir şekilde ele alıyor.
Laura'nın resimleri ve Aram'ın sessizliği, birbirlerini tamamlayan unsurlar haline gelir. İkisi de kelimelerle ifade edemedikleri duyguları sanat ve anlayış yoluyla paylaşırlar. Kasaba halkının önyargıları ve geçmişin gölgeleri, ilişkilerini zorlaştırsa da, birbirlerine olan bağlılıkları sayesinde tüm engelleri aşmaya çalışırlar.
Romanın geçtiği sahil kasabası, karakterlerin iç dünyalarını yansıtan önemli bir unsur. Denizin sonsuzluğu ve doğanın dinginliği, Aram ve Laura'nın iyileşme sürecine katkıda bulunuyor. Kasaba, aynı zamanda küçük bir topluluğun dinamiklerini ve insanların birbirleriyle olan ilişkilerini de gözler önüne seriyor.
Roman boyunca pek çok etkileyici alıntı bulunuyor. İşte bazıları:
"Kaplumbağalar", okuyucuyu derinden etkileyen, duygusal ve düşündürücü bir roman. Aram ve Laura'nın hikayesi, travmanın yıkıcı etkilerini ve iyileşmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Roman, aynı zamanda insan ilişkilerinin karmaşıklığını ve dostluğun önemini vurguluyor.
Okuyucuya, umut, dayanışma ve affetme üzerine güçlü bir mesaj veriyor. Kathleen Alcott'un etkileyici anlatımı ve karakterlerin derinliği, romanı unutulmaz kılıyor.