Loncaların kökenleri, Roma İmparatorluğu dönemindeki "collegia" adı verilen meslek birliklerine kadar uzanmaktadır. Ancak modern anlamdaki loncalar, 11. ve 12. yüzyıllarda Avrupa şehirlerinin gelişimiyle birlikte ortaya çıkmıştır. Bu dönemde şehirler, ticaretin ve zanaatın merkezi haline gelmiş, bu da zanaatkarların ve tüccarların bir araya gelerek ortak çıkarlarını koruma ihtiyacını doğurmuştur.
İlk loncalar genellikle aynı mesleği icra eden kişilerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Örneğin, demirciler, terziler, fırıncılar gibi farklı zanaat grupları kendi loncalarını kurmuşlardır. Bu loncalar, üyelerinin mesleki becerilerini geliştirmelerine, ürünlerinin kalitesiniStandardize etmelerine ve haksız rekabeti önlemeye yardımcı olmuştur.
Loncalar, özellikle Avrupa'da yaygın olmakla birlikte, Osmanlı İmparatorluğu ve diğer bazı Orta Doğu ülkelerinde de görülmüştür.
Avrupa'da, özellikle İtalya, Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde loncalar büyük bir öneme sahipti. Bu ülkelerde loncalar, şehirlerin ekonomik ve sosyal hayatında belirleyici bir rol oynamıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda loncalar, "esnaf teşkilatları" olarak bilinirdi. Bu teşkilatlar, Avrupa'daki loncalara benzer şekilde, zanaatkarların ve tüccarların bir araya gelerek mesleki dayanışmayı sağladığı örgütlerdir. Osmanlı esnaf teşkilatları, özellikle İstanbul, Bursa ve İzmir gibi büyük şehirlerde etkili olmuştur.
Loncalar, 18. ve 19. yüzyıllarda Sanayi Devrimi'nin etkisiyle önemini kaybetmeye başlamıştır. Fabrika üretimi, loncaların geleneksel üretim yöntemlerini geride bırakmış ve serbest piyasa ekonomisi loncaların kontrol mekanizmalarını işlemez hale getirmiştir. Bu dönemde, birçok ülkede loncalar yasal olarak kaldırılmış veya etkisizleştirilmiştir.
Loncaların gerilemesi, beraberinde bazı olumsuz sonuçlar da getirmiştir. Özellikle, mesleki eğitimin kalitesi düşmüş ve işsizlik artmıştır. Ancak, loncaların mirası, günümüzde hala bazı meslek örgütlerinde ve kooperatiflerde yaşamaya devam etmektedir.