Doğa tutkunlarının ve hayvan severlerin ilgisini çeken, sevimli görünümleriyle ünlü makiler, aslında çoğu zaman yanlış tanınır. Peki, nedir bu maki denilen canlılar? Gelin, bu özel primatları daha yakından tanıyalım.
Maki, genel olarak Madagaskar'a özgü, Lemuridae familyasına ait primat türlerine verilen addır. Yani "maki" tek bir türü değil, bir grup türü ifade eder. En bilinen temsilcisi, siyah-beyaz halkalı kuyruğuyla Halkalı Kuyruklu Maki'dir (Ring-tailed Lemur).
100'den fazla lemur türü vardır ve "maki" terimi genellikle bunların bir kısmı için kullanılır. İşte en ikonik birkaç tür:
En sembolik türdür. Sosyal, gündüzcül bir hayvandır. Kuyruğunu denge sağlamak ve grupla iletişim kurmak için kullanır. Kuyruklarını havaya kaldırarak feromon yayarlar.
Madagaskar'ın en büyük lemurudur. Uzun bacakları, kuyruksuz gövdesi ve insana benzeyen büyük gözleriyle dikkat çeker. Ormanda duyulabilen, tiz ve hüzünlü şarkıları meşhurdur.
Dünyanın en küçük primatıdır! Ağırlığı 30 gramı bile bulmayan bu gececil canlı, minyatür bir fareyi andırır.
En sıra dışı maki türüdür. Uzun, kemikli bir orta parmağı vardır ve bunu ağaç kabuklarındaki larvaları çıkarmak için kullanır. Gececil ve yalnız bir yaşam sürer.
Ne yazık ki, makilerin soyu ciddi tehdit altındadır. Madagaskar'daki ormansızlaşma, habitat kaybı ve kaçak avlanma en büyük düşmanlarıdır. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından birçok türü "Tehlikede" (Endangered) veya "Kritik Tehlikede" (Critically Endangered) olarak sınıflandırılmıştır. Dünya çapında birçok hayvanat bahçesi ve koruma programı, bu türlerin neslini devam ettirmek için çalışmaktadır.
Makiler, özellikle Madagaskar animasyon film serisiyle tüm dünyada popüler hale gelmiştir. Filmdeki Kral Julien, Maurice ve Mort karakterleri, bu hayvanların neşeli ve sosyal yönlerini komik bir şekilde yansıtır. Ancak gerçek hayatta durumları bu kadar neşeli değildir ve korunmaya muhtaçtırlar.
Sonuç olarak, maki, Madagaskar'ın eşsiz ekosisteminin bir parçası olan, primatlar ailesinin sevimli, zeki ve korunmaya muhtaç üyeleridir. Onları tanımak, dünya üzerindeki biyolojik çeşitliliğin ne kadar kıymetli ve kırılgan olduğunu bir kez daha hatırlatır.