Masallar ve fabllar, yüzyıllardır nesilden nesile aktarılan, eğlendirirken öğreten, hayal gücümüzü besleyen edebi türlerdir. Her ikisi de olağanüstü olaylar, konuşan hayvanlar ve ders çıkarılacak hikayelerle doludur. Peki, bu iki türü birbirinden ayıran özellikler nelerdir? Gelin, masal ve fabl dünyasına birlikte dalalım.
Külkedisi, üvey annesi ve kız kardeşleri tarafından kötü davranılan genç bir kızın hikayesidir. Bir gün, prensin sarayında bir balo düzenlenir. Külkedisi de baloya gitmek ister, ancak üvey annesi izin vermez. Tam o sırada, bir peri belirir ve Külkedisi'ni baloya göndermek için ona yardım eder. Külkedisi, baloda prensle dans eder ve prens ona aşık olur. Ancak, gece yarısı olduğunda Külkedisi'nin büyüsü bozulur ve saraydan kaçmak zorunda kalır. Kaçarken ayakkabısını düşürür. Prens, ayakkabıyı bulur ve Külkedisi'ni aramaya başlar. Sonunda, Külkedisi'ni bulur ve onunla evlenir.
Bir gün, bir aslan uyurken küçük bir fare onun üzerinde koşmaya başlar. Aslan uyanır ve fareyi yakalar. Fare, aslandan kendisini affetmesini ister. Aslan, farenin bu kadar küçük olmasından dolayı ona bir faydası dokunmayacağını düşünerek onu serbest bırakır. Birkaç gün sonra, aslan bir avcı tarafından kurulan tuzağa yakalanır. Fare, aslanın sesini duyar ve hemen yardıma koşar. Dişleriyle tuzağın iplerini kemirerek aslanı kurtarır. Bu fabl, "Küçümseme kimseyi, senden büyük vardır" atasözünü destekler.
Masallar ve fabllar, edebiyatın en değerli hazinelerindendir. Bize sadece eğlenceli hikayeler sunmakla kalmaz, aynı zamanda hayatla ilgili önemli dersler verir ve hayal gücümüzü geliştirir. Bu nedenle, masalları ve fablları okumaya ve çocuklarımıza okutmaya devam etmeliyiz.