Viskozite, bir sıvının akmaya karşı gösterdiği direncin ölçüsüdür. Halk arasında "akışkanlık" olarak da bilinir. Balın sudan daha viskoz olduğunu, yani akmaya karşı daha dirençli olduğunu hepimiz biliriz. Peki, molekül kütlesinin viskozite üzerindeki etkisi nedir? İşte bu sorunun cevabı:
Molekül kütlesi arttıkça, moleküller arasındaki çekim kuvvetleri de genellikle artar. Bunun temel nedeni, daha büyük moleküllerin daha fazla yüzey alanına sahip olması ve bu sayede daha fazla Van der Waals kuvveti (zayıf etkileşimler) oluşturabilmesidir.
Genel olarak, molekül kütlesi arttıkça viskozite de artar. Çünkü daha büyük moleküller, birbirlerine daha sıkı tutunurlar ve hareketleri daha kısıtlı olur. Bu durum, sıvının akmaya karşı daha dirençli olmasına yol açar.
Sıcaklık arttıkça, moleküllerin kinetik enerjisi artar. Bu da moleküller arası çekim kuvvetlerinin üstesinden gelinmesini kolaylaştırır ve viskoziteyi azaltır. Yani, ısıtılan balın daha akışkan hale gelmesinin nedeni budur.
Molekül kütlesi ve viskozite arasındaki ilişki genel bir eğilim olsa da, bazı istisnalar da mevcuttur. Molekülün şekli, polaritesi ve diğer moleküllerle etkileşimi gibi faktörler de viskoziteyi etkileyebilir.
Sonuç olarak, molekül kütlesi viskoziteyi etkileyen önemli bir faktördür. Ancak, diğer faktörlerin de göz önünde bulundurulması gerekir. Viskozite, birçok endüstriyel uygulamada (örneğin, yağlama, boya üretimi, gıda işleme) kritik bir parametredir.