Mudanya Ateşkes Antlaşması, Türk tarihinin en kritik dönüm noktalarından biridir. Bu antlaşma, Kurtuluş Savaşı'nın fiili olarak sona erdiği ve Türkiye'nin bağımsızlığının uluslararası arenada tescil edilmeye başladığı belgedir. Peki, bu önemli ateşkes hangi savaşın ardından geldi? Gelin, bu tarihi anlaşmanın perde arkasını birlikte inceleyelim.
Mudanya Ateşkes Antlaşması, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşması'nın ön adımı olarak, Türk Kurtuluş Savaşı'nın askeri safhasının sona ermesini sağlamıştır. Antlaşma, savaşın son büyük muharebesi olan Büyük Taarruz (26 Ağustos - 18 Eylül 1922) ve onun zaferle sonuçlanmasının ardından imzalanmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk ordusu, Büyük Taarruz ile Yunan işgal kuvvetlerine kesin bir darbe indirmiş ve 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla Anadolu toprakları büyük ölçüde temizlenmiştir. Türk birlikleri, Çanakkale ve İstanbul Boğazları'na doğru ilerleyişini sürdürünce, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi İtilaf Devletleri bir krizle karşı karşıya kalmıştır. Yeni bir çatışmayı istemeyen taraflar, ateşkes görüşmeleri için masaya oturmayı kabul etmiştir.
3-11 Ekim 1922 tarihleri arasında, Bursa'nın Mudanya ilçesinde gerçekleşen görüşmelere:
katılmıştır. Yunan delegeler ise görüşmelere doğrudan katılmamış, sonucu gemiden beklemek zorunda kalmıştır.
Bu antlaşmanın en önemli sonucu, Kurtuluş Savaşı'nın askeri zaferinin siyasi bir başarıya dönüşmesinin yolunu açması ve Lozan görüşmelerinin önünü açmasıdır. Ayrıca, fiilen sona eren Osmanlı saltanatının hukuken de kaldırılması (1 Kasım 1922) için uygun ortamı hazırlamıştır.
Mudanya Ateşkes Antlaşması, sadece bir savaşı bitiren belge değil, aynı zamanda yeni bir devletin uluslararası tanınma sürecinin startını veren tarihi bir metindir. Türk milletinin "Ya istiklal, ya ölüm!" parolasıyla giriştiği Kurtuluş Savaşı'nın, silahla kazanılan zaferini masa başında da perçinlemiştir. Bu anlaşma, modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temellerinin atıldığı Lozan'a giden yoldaki en sağlam adımdır.