İslami literatürde sıkça karşılaştığımız "Nebi" ve "Resul" kavramları, çoğu zaman birbiri yerine kullanılsa da aslında aralarında incelikli farklar bulunur. Bu iki terim, peygamberlik müessesesi içinde farklı fonksiyonlara işaret eder.
Nebi, Arapça "haber veren" anlamına gelen nebe' kökünden türemiştir. Allah'tan vahiy alan, kendisine ilahi bilgi verilen, ancak kendisiyle birlikte yeni bir şeriat (dinî hukuk sistemi) veya yeni bir kitap gönderilmeyen peygamberdir. Nebiler, genellikle kendilerinden önce gelen bir resulün şeriatını tebliğ ve teyid ederler.
Resul ise "elçi, gönderilmiş kişi" anlamındadır. Kendisine yeni bir şeriat ve genellikle yeni bir kutsal kitap verilmiş, insanlığa veya belirli bir topluma gönderilmiş peygamberler için kullanılır. Resuller, dinî hükümlerde köklü değişiklikler veya yenilikler getirebilir.
İslam alimlerinin çoğunluğuna göre bu iki kavram arasında "umum-husus" ilişkisi vardır. Yani her resul aynı zamanda nebidir, fakat her nebi resul değildir. Bu, resul kavramının daha özel, nebi kavramının ise daha genel olduğu anlamına gelir.
Kur'an-ı Kerim'de her iki terim de geçmekte ve bazen aynı peygamber için her iki sıfat da kullanılmaktadır. Örneğin, Hz. Muhammed hem "nebî" hem de "resûl" olarak anılır. İslam inancına göre peygamberlerin sayısı konusunda kesin bir rakam verilmemekle birlikte, bazı hadislerde 124.000 nebi, bunlardan 315'inin resul olduğu belirtilir.
Bu ayrım, İslam teolojisinde peygamberlik müessesesinin kademeli yapısını ve ilahi mesajın insanlığa tarih boyunca nasıl ulaştığını anlamamıza yardımcı olur. Her iki grup da Allah'ın seçkin kulları olarak kabul edilir ve müminlerce saygıyla anılır.
Nebi ve resul kavramları, İslami öğretide birbirini tamamlayan iki önemli peygamberlik mertebesini ifade eder. Aralarındaki temel fark, getirdikleri şeriatın yeniliği ve kitap ilişkisi üzerinden şekillenir. Bu incelikli ayrım, İslam dininin peygamberlik anlayışının derinliğini ve detaycılığını gösteren önemli bir teolojik nüanstır.