avatar
enes_erol
1257 puan • 158 soru • 153 cevap
✔️ Cevaplandı • Doğrulandı

Öğrenciye görelik (Düzeye uygunluk) ilkesi

Bu ilkeyi anlamakta biraz zorlanıyorum. Öğretmenin anlattığı şeyin, benim seviyeme uygun olması gerektiğini biliyorum ama bunun sınırlarını tam olarak kestiremiyorum. Örneğin, bir konu ne kadar basitleştirilmeli ya da ne zaman daha karmaşık detaylara geçilmeli, emin olamıyorum.
WhatsApp'ta Paylaş
1 CEVAPLARI GÖR
✔️ Doğrulandı
0 kişi beğendi.
avatar
Cevap Bekliyor
1490 puan • 188 soru • 159 cevap
Öğrenciye Görelik (Düzeye Uygunluk) İlkesi

📚 Öğrenciye Görelik (Düzeye Uygunluk) İlkesi: Eğitimin Temel Taşı

Eğitim-öğretim sürecinin en kritik ve belki de en zor yanı, “her öğrenciye ulaşabilmek”tir. İşte tam bu noktada devreye giren Öğrenciye Görelik (Düzeye Uygunluk) İlkesi, etkili öğrenmenin olmazsa olmaz koşuludur. Bu ilke, öğretimin; öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyine, ilgilerine, gelişim özelliklerine ve ön öğrenmelerine uygun olarak planlanıp yürütülmesi gerektiğini savunur. Kısacası, “eğitim öğrenciye göre ayarlanır, öğrenci eğitime göre değil.”

🎯 İlkenin Temel Dayanakları Nelerdir?

Bu ilke, birkaç önemli eğitim ve psikoloji kuramına dayanır:

  • 🧠 Bireysel Farklılıklar: Her öğrencinin zeka türü, öğrenme hızı, ilgi alanı ve geçmiş deneyimleri birbirinden farklıdır.
  • 🏗️ Yapılandırmacı Yaklaşım: Öğrenme, bireyin mevcut bilgileri (şemaları) üzerine inşa edilir. Yeni bilgi, önceki bilgiyle anlamlı bir şekilde bağlantılandırılmalıdır.
  • 📈 Gelişim Psikolojisi (Piaget, Vygotsky): Öğrencinin bilişsel, duyuşsal ve psikomotor gelişim düzeyi, öğrenebileceği içeriği ve yöntemi doğrudan belirler. Özellikle Vygotsky'nin “Yakınsal Gelişim Alanı” kavramı, öğrencinin mevcut düzeyinin biraz üstündeki, ancak rehberlikle ulaşabileceği hedeflerin konulmasını önerir.

⚙️ İlkenin Sınıf İçi Uygulamaları Nasıl Olmalıdır?

Bu ilkeyi hayata geçirmek, sadece konuyu yavaş anlatmak değil, kapsamlı bir pedagojik yaklaşım gerektirir:

🔍 1. Hazır Bulunuşluğu Belirleme

Konuya başlamadan önce, öğrencilerin konuyla ilgili ön bilgileri, kavram yanılgıları ve ilgileri çeşitli yöntemlerle (kısa quiz, soru-cevap, kelime ilişkilendirme) tespit edilmelidir.

🌈 2. Farklılaştırılmış Öğretim

Aynı hedefe, farklı öğrenme stillerine hitap eden farklı yollardan ulaşılabilir. Bu şu alanlarda yapılabilir:

  • İçerikte Farklılaştırma: Aynı konuyu anlatan farkla zorluk seviyelerinde okuma metinleri sunmak.
  • Süreçte Farklılaştırma: Öğrenme aktivitelerini çeşitlendirmek (grup çalışması, bireysel araştırma, oyunlaştırma, deney).
  • Üründe Farklılaştırma: Öğrencilerin öğrendiklerini göstermeleri için farklı seçenekler sunmak (sunum hazırlama, poster yapma, rapor yazma, model oluşturma).

🪜 3. Aşamalılık ve Basitten Karmaşığa

Konular, basit, somut ve anlaşılır örneklerle başlayıp, yavaş yavaş karmaşık ve soyut olanlara doğru ilerlemelidir. Matematikte, bir formülü vermeden önce somut materyallerle gösterip, sonra soyut sembollere (\( a^2 + b^2 = c^2 \)) geçmek gibi.

❤️ 4. İlgi ve İhtiyaçlara Hitap Etme

Öğretim programı ve örnekler, öğrencilerin günlük yaşamlarından, kültürlerinden ve meraklarından beslenmelidir. Bu, motivasyonu ve kalıcı öğrenmeyi artırır.

⚠️ İlkenin Göz Ardı Edilmesinin Sonuçları

  • 🚧 Öğrenme Engelleri: Öğrenci konuyu anlayamaz, dersten kopar.
  • 😔 Motivasyon Kaybı: “Ben bu konuyu anlamıyorum” inancı yerleşir, özgüven azalır.
  • 📉 Kalıcı Öğrenmeme: Bilgi ezberlenir, kısa sürede unutulur ve transfer edilemez.
  • 🏷️ Etiketleme: Geride kalan öğrenciler “yetersiz” olarak etiketlenebilir.

💎 Sonuç

Öğrenciye Görelik İlkesi, eğitimin merkezine öğrenciyi koyan, demokratik ve insan odaklı bir bakış açısının ürünüdür. Standart bir müfredatı tüm öğrencilere aynı şekilde sunmak yerine, esnek, çok yönlü ve öğrenciyi tanımaya dayalı bir öğretim tasarımını gerektirir. Bu ilkeyi benimseyen bir eğitimci, sınıfında her bir öğrencinin “anlama ışığını” yakma şansını çok daha yüksek oranda elde eder. Unutmamak gerekir ki, “Ulaşılamayan öğrenci, kaybedilmiş bir potansiyeldir.”

Yorumlar