Dünya enerji piyasasının en önemli ve etkili organizasyonlarından biri olan OPEC, küresel ekonomi ve siyasette çok özel bir role sahiptir. Petrol fiyatlarından uluslararası ilişkilere kadar geniş bir alanda etkisini hissettiren bu birlik, "kara altın"ın küresel dolaşımını şekillendiren baş aktörlerden biridir. Peki, OPEC tam olarak nedir ve nasıl çalışır?
OPEC (Organization of the Petroleum Exporting Countries), yani Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü, 14 üyesi bulunan, merkezi Viyana'da olan daimi bir hükümetler arası organizasyondur. 10-14 Eylül 1960 tarihinde Bağdat'ta yapılan bir konferansta, İran, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Venezuela tarafından kurulmuştur.
Kuruluş amacı, üye ülkelerin petrol politikalarını koordine edip birleştirmek, petrol piyasasında istikrarı sağlamak, petrolün adil ve istikrarlı fiyatlardan üretici ülkelere düzenli bir gelir, verimli, ekonomik ve düzenli bir petrol arzı sağlamak ve petrol endüstrisine yatırım yapanlara adil bir sermaye getirisi sağlamaktır.
OPEC'in kurucu 5 üyesine, zaman içinde yeni ülkeler katılmış, bazı üyeler çıkmıştır. Güncel üye listesi şu şekildedir:
Not: Katar (2019), Ekvador (2020) ve Angola (2024) OPEC'ten ayrılmıştır. Üyelik durumları zamanla değişiklik gösterebilir.
OPEC'in en yüksek karar organı, genellikle yılda iki kez (bazen olağanüstü olarak) toplanan OPEC Bakanlar Konferansı'dır. Bu toplantılarda petrol piyasasındaki arz-talep dengesi, stok seviyeleri ve ekonomik görünüm değerlendirilir. En kritik karar ise üretim kotalarıdır.
Organizasyon, petrol fiyatlarını istikrara kavuşturmak için üye ülkelerin günlük ham petrol üretim seviyelerine (varil/gün cinsinden) sınırlamalar getirir. Bu kotalara uyulup uyulmadığı izlenir. Örneğin, petrol fiyatları çok düştüğünde üretim kısılarak fiyatların yükselmesi, çok yükseldiğinde ise üretim artırılarak fiyatların dengelenmesi hedeflenir.
2016 yılından itibaren OPEC, örgüt dışındaki büyük petrol üreticileriyle (başta Rusya olmak üzere) iş birliği yapmaya başladı. Bu genişletilmiş iş birliğine OPEC+ adı verilir. OPEC+, küresel petrol arzını yönetmede daha geniş bir konsensüs sağlayarak piyasa üzerindeki etki gücünü artırmayı amaçlar.
OPEC üyesi ülkeler, dünyada kanıtlanmış petrol rezervlerinin yaklaşık %80'ine sahiptir. Bu da onlara doğal bir pazarlık gücü verir. Ancak bu güç zaman zaman eleştirilere de yol açar:
OPEC, önümüzdeki yıllarda bir dizi zorlukla karşı karşıyadır. İklim değişikliği, elektrikli araçların yaygınlaşması, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim ve üye ülkeler arasındaki iç siyasi gerilimler örgütün etkinliğini test edecek başlıca unsurlardır. Ancak, dünya enerji talebinin önemli bir kısmının hala petrole dayanacağı öngörüleri, OPEC'in orta vadede stratejik önemini koruyacağını göstermektedir.
Sonuç olarak, OPEC, kurulduğu 1960'lardan bu yana küresel enerji jeopolitiğinin merkezinde yer alan karmaşık ve güçlü bir organizasyondur. Petrolün hem bir enerji kaynağı hem de bir siyasi araç olduğu gerçeği, OPEC'in dünya gündemindeki yerini her daim sağlamlaştırmaktadır.