Psikoloji dünyasında Premack İlkesi olarak bilinen, halk arasında ise "Büyükanne Kuralı" adı verilen bu kavram, aslında hepimizin çocukluğundan tanıdığı basit bir mantığa dayanır: "Önce sebzelerini ye, sonra tatlı yiyebilirsin." Amerikalı psikolog David Premack tarafından 1965 yılında ortaya atılan bu ilke, davranışsal psikolojinin temel taşlarından birini oluşturur.
Premack'in laboratuvarında yaptığı hayvan deneylerinde (genellikle şempanzelerle) şu keşif ortaya çıktı: Yüksek olasılıkla gerçekleşen bir davranış, düşük olasılıkla gerçekleşen bir davranışı pekiştirebilir. Yani bir canlı, sevdiği bir şeyi yapmak için, sevmediği bir şeyi yapmaya istekli hale gelebilir.
Eğer B davranışı, A davranışından daha sık gerçekleşiyorsa (yani \( P(B) > P(A) \) ise), o zaman B, A için bir pekiştireç görevi görebilir. Matematiksel olarak: A → B şeklinde bir kontingensi (koşulluluk) kurulabilir.
Premack İlkesi, özellikle uygulamalı davranış analizi ve eğitim psikolojisi alanlarında altın değerinde bir araçtır:
Çocuklara "yapma" demek yerine, onları doğal pekiştireçlerle motive etmenin yolunu açar. İlke, ceza veya dışsal ödüllerden ziyade, bireyin kendi tercih ettiği aktivitelerini kullanır.
Premack İlkesi, davranışın doğasında var olan basit ama güçlü bir gerçeği gözler önüne serer: Davranışlarımız bir hiyerarşi içindedir ve bu hiyerarşi, motivasyonumuzu şekillendirmek için kullanılabilir. "Büyükanne Kuralı" sadece bir disiplin aracı değil, aynı zamanda içsel motivasyonu harekete geçiren, doğal ve etkili bir psikolojik prensiptir. Doğru ve ölçülü uygulandığında, hem kişisel hedeflere ulaşmada hem de eğitim-öğretim süreçlerinde güçlü bir yardımcıdır.
Not: Bu ilke, davranışçı psikoloji kuramı içinde değerlendirilir. İnsan motivasyonunun bilişsel ve duygusal boyutlarını içeren daha bütüncül yaklaşımlarla birlikte ele alındığında daha sağlıklı sonuçlar verir.