Ahmet Hamdi Tanpınar'ın ölümsüz eseri "Saatleri Ayarlama Enstitüsü", Türk edebiyatının en derin, en ironik ve en çok tartışılan romanlarından biridir. Roman, sadece bir kişinin veya bir enstitünün hikayesini değil, bir milletin Batılılaşma serüveninde yaşadığı kimlik bunalımını, zaman algısındaki çarpılmayı ve geleneğin yitirilişini anlatır. Bu yolculukta, romanın sembol isimlerinden biri olan Nuri Efendi, adeta kaybolan bir dünyanın temsilcisidir.
Roman, temelde iki farklı zaman ve düzen anlayışının çatışması üzerine kuruludur:
Nuri Efendi, başkahraman Hayri İrdal'ın manevi babası, ustası ve yol göstericisidir. Eski konağın bir odasında, kendi dünyasında bir saat tamircisidir. Onun için saat, sadece zamanı gösteren bir araç değil; bir ruh, bir ahenk ve kendi iç disiplininin bir yansımasıdır.
Nuri Efendi'nin kişisel, içe dönük dünyasının tam karşısında, "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" yer alır. Bu enstitü, Halit Ayarcı'nın girişimiyle kurulur ve amacı tüm toplumun saatlerini tek bir doğru zamanda senkronize etmektir. Ancak bu, aslında:
Nuri Efendi: İçsel, manevi, sanatsal. Saati tamir eder, ruhunu anlar.
Enstitü: Dışsal, maddi, bürokratik. Saati ayarlar, mekaniğine müdahale eder.
Tanpınar, Nuri Efendi karakteriyle, kaybettiğimiz değerleri, derinlikli olanı ve insani ölçeği hatırlatır. Enstitü ise, anlamdan yoksun, taklitçi ve yüzeysel modernleşme çabalarımızın bir alegorisidir. Roman bize şu soruyu sordurur: Gerçekten "ilerlemek" için içsel saatimizi, kendi kültürel ritmimizi mi ayarlamalıyız, yoksa dışarıdan dayatılan bir zamanın kölesi mi olmalıyız?
Günümüzün hızla akan, standartlaştırılmış zamanında, Nuri Efendi'nin sessiz odası ve saatlerin tıkırtısı, kaybettiğimiz bir iç huzuru ve anlam arayışını temsil etmeye devam ediyor. "Saatleri Ayarlama Enstitüsü", sadece Türkiye'nin değil, modern dünyanın her köşesinde yaşanan aidiyet ve kimlik bunalımının evrensel bir şaheseri olarak okunmayı hak ediyor.
Tanpınar'ın bu romanı, Nuri Efendi gibi "kendi vaktinin bilgini" olan insanların yok oluşuna bir ağıt, onların temsil ettiği değerlere ise bir saygı duruşudur. Okurken, hem gülümseten hem de düşündüren bu eser, her okumada yeni anlamlar katmanları sunar. Zamanın ne olduğunu düşünen her okura, Nuri Efendi'nin dükkanının kapısını aralamayı öneririz.