İslam dininde Say, Hac ve Umre ibadetlerinin önemli bir rüknünü (şartını) oluşturan, Safa ve Merve tepeleri arasında belirli bir şekilde yapılan yürüyüştür. Bu ritüel, Hz. İbrahim'in eşi Hz. Hacer'in, oğlu Hz. İsmail için su arayışının hatırasını yaşatmak ve onun teslimiyetini, sabrını ve Allah'a olan güvenini sembolize etmek için gerçekleştirilir.
Kur'an-ı Kerim'de Bakara Suresi'nin 158. ayetinde, "Şüphesiz, Safa ile Merve Allah'ın (dininin) nişanelerindendir..." buyrulur. Bu ayet, Say'ın İslam'da meşru kılındığını gösterir. Hikaye, Hz. İbrahim'in, eşi Hacer ve bebek İsmail'i, Allah'ın emriyle Mekke'nin ıssız vadisinde bırakmasıyla başlar. Su tükenince Hacer, çaresizce bir su kaynağı bulmak için Safa ve Merve tepeleri arasında yedi defa koşar. Sonunda, Cebrail'in (as) kanadıyla vurduğu yerden Zemzem suyu fışkırır. Say, bu umutsuz arayışın, çabanın ve nihayetinde ilahi yardımın bir temsilidir.
Say, Mekke'deki Mescid-i Haram içinde, Kâbe'nin doğu tarafında bulunan, Safa ve Merve tepelerini birleştiren özel bir yürüme alanında (Mes'a) yapılır. Günümüzde bu alan, havalandırmalı, klimalı ve çatıyla kapalı modern bir koridor halindedir.
Say, Hac'da şeytan taşlama (Remy-i Cimar) sonrası, tıraş olmadan önce; Umre'de ise tavafın hemen ardından yapılır.
Say, sadece fiziksel bir yürüyüş değil, deruni bir yolculuktur:
Say, İslam'ın köklerine uzanan, bir annenin çaresizlik içindeki yürüyüşünü ebedileştiren ve her Müslüman'ı bu ortak insani ve imani tecrübeye ortak eden bir ibadettir. Safa ile Merve arasında atılan her adım, Hz. Hacer'in izinde, kişinin kendi içsel "susuzluklarına" ve ihtiyaçlarına karşı Allah'a yönelişinin, O'ndan umudu kesmeyişinin fiziksel bir ifadesidir. Bu yönüyle Say, bedenle yapılan, ancak kalple yaşanan derin bir sembolik yolculuktur.