Şeyh Bedrettin İsyanı, Osmanlı İmparatorluğu'nun çalkantılı dönemlerinden birinde, Fetret Devri'nin hemen ardından tahta geçen Çelebi Mehmed (I. Mehmed) döneminde patlak vermiştir.
Osmanlı Devleti, 1402 Ankara Savaşı'nda Timur'a yenildikten sonra yaklaşık 11 yıl süren bir taht kavgaları dönemi yaşamıştır. Bu dönem, Fetret Devri olarak adlandırılır ve devletin otoritesinin zayıfladığı, toplumsal huzursuzlukların arttığı bir dönem olmuştur. Çelebi Mehmed, bu karmaşık ortamda tahtı ele geçirerek devleti yeniden toparlamaya çalışmıştır.
Şeyh Bedrettin, Osmanlı uleması arasında saygın bir yere sahip, bilgili ve etkili bir din adamıydı. Ancak, düşünceleri ve yorumları dönemin egemen anlayışından farklılık gösteriyordu. Özellikle mülkiyette ortaklık gibi fikirleri, yoksul halk arasında büyük yankı uyandırmış ve bir isyanın fitilini ateşlemiştir.
Şeyh Bedrettin'in müritleri aracılığıyla yayılan fikirler, özellikle Rumeli'de etkili olmuş ve birçok kişi tarafından benimsenmiştir. İsyan, ilk olarak Bozoklu Mustafa ve Torlak Kemal önderliğinde başlamış, daha sonra Şeyh Bedrettin'in de katılımıyla genişlemiştir. İsyanın temelinde, mevcut toplumsal ve ekonomik düzene karşı duyulan hoşnutsuzluk yatmaktadır.
Çelebi Mehmed, isyanı bastırmak için büyük bir ordu göndermiştir. Şeyh Bedrettin ve isyancıların güçleri arasındaki çatışmalar sonucunda, isyan kısa sürede kontrol altına alınmıştır. Şeyh Bedrettin yakalanarak idam edilmiş, diğer isyancı liderleri de cezalandırılmıştır. Bu isyan, Osmanlı tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuş ve devletin otoritesini sarsan iç karışıklıklardan biri olarak tarihe geçmiştir.