Türkçülük veya diğer adıyla Pantürkizm, tarihsel süreçte ortaya çıkmış, Türk halklarını dil, tarih, kültür ve siyasi hedefler etrafında birleştirmeyi amaçlayan bir düşünce akımıdır. Bu yazıda, Pantürkizmin doğuşunu, temel ilkelerini, tarihsel gelişimini ve günümüzdeki anlamını ele alacağız.
Pantürkizm, tüm Türk kökenli halkların kültürel ve siyasi birlikteliğini savunan ideolojidir. Coğrafi olarak Balkanlar’dan Orta Asya’ya, Sibirya’dan Anadolu’ya kadar uzanan geniş bir Türk dünyasını kapsar. "Pan" (tüm) ve "Türk" kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Pantürkizm, 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında, özellikle Rus İmparatorluğu’nda yaşayan Türk kökenli aydınlar arasında doğdu. Bu dönemdeki milliyetçilik dalgası, Türk halklarında da ulusal bilincin uyanmasına yol açtı.
II. Meşrutiyet döneminde İttihat ve Terakki içinde Türkçü fikirler güç kazandı. Türk Ocakları gibi kuruluşlar bu düşünceyi yaydı.
Rusya’daki devrim sonrası Azerbaycan, Türkistan gibi bölgelerde bağımsız Türk devletleri kurulma çabaları görüldü.
Sovyetler Birliği’nin Türk cumhuriyetleri üzerindeki kontrolü, Pantürkist ideallerin siyasi olarak gerçekleşmesini engelledi. Ancak kültürel bağlar sürdü.
Sovyetler’in dağılmasıyla bağımsız Türk devletlerinin (Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan) ortaya çıkması, Pantürkist iş birliği için yeni imkanlar doğurdu.
Günümüzde Pantürkizm, daha çok kültürel ve ekonomik iş birliği şeklinde tezahür ediyor. Türk Keneşi (Türk Devletleri Teşkilatı) gibi yapılanmalar, Türk devletleri arasında diplomatik ve ekonomik bağları güçlendirmeyi hedefliyor. Ayrıca, Türk dilli halklar arasında öğrenci değişim programları, ortak film festivalleri, akademik çalışmalar gibi kültürel projeler de bu bağları canlı tutuyor.
Pantürkizm, tarihsel süreçte Türk dünyasının birliğini hayal eden entelektüel ve siyasi bir proje olarak doğdu. Günümüzde siyasi bir birlikten ziyade, kültürel ve ekonomik iş birliği platformları olarak varlığını sürdürüyor. Türkçülük düşüncesi, Türk halkları arasındaki ortak geçmişin hatırlanması ve geleceğe dair iş birliği köprülerinin kurulması açısından önemini koruyor.
Bu akım, Türk kimliğinin ve kültürünün geniş coğrafyadaki yansımalarını anlamak isteyenler için zengin bir düşünce mirası sunmaktadır.