Türkiye'de sanayi tesislerinin coğrafi dağılımı rastgele değildir. Bu dağılımı şekillendiren, birbiriyle ilişkili temel faktörler bulunur. Sanayi kuruluşları, maliyetleri minimize edip kârlılığı artırmak için en uygun yer seçimini yaparlar. Bu yazıda, Türkiye özelinde sanayinin dağılışını belirleyen üç temel faktörü hammadde, ulaşım ve pazar başlıklarında inceleyeceğiz.
Üretim için gerekli temel girdi olan hammadde kaynaklarının bulunduğu yerler, sanayinin gelişiminde belirleyici olmuştur. Hammaddeye yakınlık, taşıma maliyetlerini düşürür.
Ancak, teknolojik gelişmeler ve ulaşım ağlarının iyileşmesiyle, hammadde bağımlılığı azalmış, bazı sanayi kolları için bu faktör önemini kısmen yitirmiştir.
Hem hammaddenin tesise taşınması hem de nihai ürünün pazara ulaştırılması için gelişmiş bir ulaşım ağı hayati önem taşır. Türkiye'de sanayi, başlıca ulaşım koridorları etrafında yoğunlaşmıştır.
Marmara Bölgesi'nin sanayideki baskın konumunun en önemli nedeni, Asya ve Avrupa'yı birleştiren boğazlar ve buradan yayılan kara ve deniz yolu ağlarıdır.
Üretilen mal ve hizmetlerin tüketileceği pazarın büyüklüğü ve yeri, sanayi yer seçimini doğrudan etkiler. Nüfusun ve dolayısıyla tüketici kitlesinin yoğun olduğu yerler, sanayi için cazip merkezlerdir.
Türkiye'de sanayinin dağılışı, yukarıdaki üç temel faktörün yanı sıra işgücü, enerji kaynakları, sermaye birikimi ve devlet teşvikleri gibi diğer unsurlarla da şekillenir. Ancak, hammadde, ulaşım ve pazar üçgeni, sanayi coğrafyamızın ana çerçevesini çizer. Günümüzde, özellikle ulaşım ve pazar faktörlerinin önemi artarken, gelişen lojistik olanakları sayesinde hammadde faktörünün mutlak belirleyiciliği azalmıştır. Bu dinamikler, sanayinin neden ağırlıklı olarak Marmara, Ege ve İç Anadolu'nun batısında yoğunlaştığını açıklayan en temel göstergelerdir.
Özetle: Türkiye sanayisi, hammaddeden çok, ulaşım olanakları gelişmiş ve büyük pazarlara yakın bölgelerde konsantre olmuştur. Bu eğilim, küresel tedarik zincirlerindeki konumumuz güçlendikçe, gelecekte de şekillenmeye devam edecektir.