Fakir Baykurt'un Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Yılanların Öcü romanı, 1950'li yılların köy gerçekliğini, ağa-köylü çatışmasını, töre ve sınıf mücadelesini çarpıcı bir şekilde gözler önüne serer. Romanın gücü, olay örgüsünün yanı sıra, son derece canlı ve gerçekçi bir şekilde tasvir edilen karakterlerden gelir. Bu ders notunda, romanın merkezindeki iki önemli karakteri; Kara Bayram ve Haceli'yi detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Kara Bayram, romanın en güçlü ve en karmaşık karakterlerinden biridir. O, köyün "ağa"sı konumunda olmasa da, geleneksel yapının, törelerin ve ataerkil düzenin sözcüsü gibidir.
Kara Bayram, Irazca'nın ve ailesinin çektiği acılar karşısında dahi ilk tepkisi törelere başvurmak olur. Onun karakteri, değişime direnen, kapalı köy toplumunun çözülmeye başlayan yapısını temsil eder.
Haceli, Kara Bayram'ın oğlu ve Irazca'nın kocasıdır. Roman boyunca daha çok "içine kapanık", "ezilen" ve "edilgen" bir karakter olarak öne çıkar. Ancak bu sessizliğinin altında büyük bir iç çatışma ve acı yatar.
Haceli, dönemin köylüsünün çaresizliğini, ekonomik ve sosyal baskılar altında ezilişini ve birey olamamanın acısını en iyi şekilde temsil eden karakterdir. Onun trajedisi, sevmeyi bile "yapması gereken" bir görev haline getiren sistemin ta kendisidir.
Kara Bayram ve Haceli, sadece baba-oğul çatışmasını değil, aynı zamanda iki farklı dünya görüşünün çatışmasını da simgeler:
Bu iki karakter üzerinden Fakir Baykurt, köy hayatındaki kuşak çatışmasını, bireyin toplum karşısındaki yalnızlığını ve değişen değer yargılarını etkileyici bir biçimde anlatmıştır. Her iki karakter de okuyucuyu düşündüren, onlara acıma, kızma, anlama gibi birçok duygu yaşatan derinlikli portrelerdir.