Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), 40 yaşına geldiğinde toplumun içindeki kötülüklerden ve haksızlıklardan uzaklaşmak, yaratılışın sırlarını düşünmek için sık sık Mekke yakınlarındaki Nur Dağı'ndaki Hira Mağarası'na giderdi. Burada yalnız kalır, derin derin düşüncelere dalardı. Bu derin düşünme haline tefekkür denir.
Tefekkür, Allah'ın yarattığı her şeyi (gökyüzünü, yıldızları, dağları, bitkileri, hayvanları) düşünmek, onların nasıl var olduğu ve bir düzen içinde işlediği hakkında derinlemesine düşünmektir. Peygamberimiz de Hira Mağarası'nda bunu yapıyordu.
Miladi 610 yılında, Ramazan ayının Kadir Gecesi'nde, Hz. Muhammed yine Hira Mağarası'nda tefekkürle meşgulken, Cebrail (a.s.) adlı melek ona göründü.
"Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Kalemle yazmayı öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin sonsuz kerem sahibidir." (Alak Suresi, 1-5. ayetler)
Böylece Allah'ın ilk vahyi, ilk emri Peygamberimize gelmiş oldu. Bu, aynı zamanda Kur'an-ı Kerim'in inmeye başladığı andı.
Peygamberimiz heyecan ve huşu içinde mağaradan ayrılarak evine döndü. Yaşadıklarını eşi Hz. Hatice'ye anlattı. Hz. Hatice onu teselli etti ve "Sen hep doğru söylersin, emanete sahip çıkarsın, akrabana iyi davranırsın. Allah seni asla utandırmaz" diyerek onu destekledi. Daha sonra Hz. Hatice, Peygamberimizi, bilge bir kişi olan amcası Varaka bin Nevfel'e götürdü. Varaka, Peygamberimize gelenin Allah'ın elçisi olduğunu ve ona Musa Peygamber'e de gelen meleğin (Cebrail) geldiğini söyledi.
Bu olayla birlikte Peygamberlik görevi başlamış ve İslam dininin tebliği (anlatılması) için ilk adım atılmış oldu.
Soru 1: Hz. Muhammed, peygamber olmadan önceki yaşantısında toplumun ahlaki çöküntüsünden rahatsızlık duyuyordu. Bu huzursuzluğu gidermek ve içinde bulunduğu toplumu düşünmek için sık sık yalnız kalmayı tercih ediyor, Mekke'nin dışındaki Nur Dağı'nda bulunan Hira Mağarası'na gidiyordu. Burada uzun süreler tefekkürle meşgul oluyordu.
Hz. Muhammed'in bu davranışı öncelikle onun hangi kişilik özelliğini gösterir?
a) Cesaretli olmasını
b) Düşünceli ve sorgulayıcı olmasını
c) Ticaret becerisini
d) Savaşçı kişiliğini
Cevap: b) Düşünceli ve sorgulayıcı olmasını
Çözüm: Hz. Muhammed, içinde yaşadığı toplumun kötü gidişatı karşısında suskun kalmamış, bunun için yalnız kalıp derin düşüncelere dalmıştır. Bu durum onun düşünceli, ince ruhlu ve olup bitenleri sorgulayan bir kişiliğe sahip olduğunun en önemli göstergesidir.
Soru 2: 610 yılında, Ramazan ayının Kadir Gecesi'nde Hz. Muhammed, Hira Mağarası'nda tefekkürle meşgulken Cebrail adlı melek kendisine görünmüş ve "Oku!" emrini vermiştir. Hz. Muhammed'in "Ben okuma bilmem" cevabı üzerine melek, kendisini sıkarak aynı emri tekrarlamış ve ardından Alak Suresi'nin ilk beş ayetini kendisine vahyetmiştir.
Bu ilk vahiyde aşağıdaki konulardan hangisine öncelikle değinilmiştir?
a) Namaz kılmanın önemine
b) İnsanın yaratılışına ve bilgi edinmesine
c) Zekât vermenin farz oluşuna
d) Hac ibadetinin nasıl yapılacağına
Cevap: b) İnsanın yaratılışına ve bilgi edinmesine
Çözüm: İnen ilk ayetler "Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından (alak'tan) yarattı. Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin sonsuz kerem sahibidir." şeklindedir. Bu ayetler, insanın yaratılışına ve bilgiye, öğrenmeye vurgu yapmaktadır.
Soru 3: İlk vahiy heyecanı ve korkusu içinde eve dönen Hz. Muhammed, başına gelenleri eşi Hz. Hatice'ye anlatmıştır. Hz. Hatice onu "Üzülme, Allah seni asla utandırmaz. Çünkü sen akrabanı gözetirsin, doğru sözlüsün, işini en iyi şekilde yaparsın, muhtaçlara yardım edersin, misafiri ağırlarsın..." diyerek teselli etmiştir.
Hz. Hatice'nin bu sözleri, Hz. Muhammed için aşağıdakilerden hangisini kanıtlar niteliktedir?
a) Peygamberliğinin herkes tarafından hemen kabul edildiğini
b) Toplum içinde "el-Emin" (güvenilir) sıfatıyla tanındığını
c) İlk vahiyden sonra hiç korkmadığını
d) Tefekkür etmeyi sevmediğini
Cevap: b) Toplum içinde "el-Emin" (güvenilir) sıfatıyla tanındığını
Çözüm: Hz. Hatice, eşini teselli ederken onun toplum içindeki üstün ahlakını ve güven