Merhaba 8. sınıf öğrencileri! Bu yazıda, İngilizcede bir şeyi yapabilme veya yapamama durumunu ifade eden "Can" ve "Can't" kelimelerini öğreneceğiz. Hazırsanız, başlayalım!
"Can", bir yeteneği veya olasılığı ifade eder. Yani, bir şeyi yapabildiğimizi veya yapmanın mümkün olduğunu söylerken "Can" kullanırız.
Örnekler:
• I can swim. (Yüzebilirim.)
• She can play the guitar. (O gitar çalabilir.)
• They can speak English. (Onlar İngilizce konuşabilirler.)
"Can't", "Can" kelimesinin olumsuz halidir. Bir şeyi yapamadığımızı veya yapmanın mümkün olmadığını söylerken "Can't" kullanırız. "Cannot" şeklinde de yazılabilir, ancak "Can't" daha yaygın kullanılır.
Örnekler:
• I can't fly. (Uçamıyorum.)
• He can't speak Spanish. (O İspanyolca konuşamıyor.)
• We can't come to the party. (Partiye gelemeyiz.)
"Can" ve "Can't" ile soru sorarken, "Can" veya "Can't" kelimesini cümlenin başına getiririz.
Örnekler:
• Can you help me? (Bana yardım edebilir misin?)
• Can she drive a car? (O araba sürebilir mi?)
• Can they play football? (Onlar futbol oynayabilirler mi?)
Olumsuz soru sormak için "Can't" kullanırız:
• Can't you hear me? (Beni duyamıyor musun?)
• Can't she come with us? (O bizimle gelemiyor mu?)
"Can" ile sorulan sorulara kısa cevaplar verirken "Yes, I can." veya "No, I can't." şeklinde cevap veririz.
Örnekler:
• Can you swim? - Yes, I can. (Yüzebilir misin? - Evet, yüzebilirim.)
• Can she play the piano? - No, she can't. (O piyano çalabilir mi? - Hayır, çalamaz.)
Umarım "Can" ve "Can't" kullanımı konusunu anlamışsınızdır. Bol bol pratik yaparak bu konuyu pekiştirebilirsiniz. Başarılar!