Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve modern Türk milletinin mimarıdır. Onun hayatı, bir milletin küllerinden doğuşunun ve çağdaş bir devlet inşasının destansı öyküsüdür. Bu yazıda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatının önemli dönüm noktalarını kronolojik bir şekilde özetleyeceğiz.
1881 yılında, o dönem Osmanlı İmparatorluğu'nun bir şehri olan Selanik'te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. İlköğrenimine Şemsi Efendi Mektebi'nde başladı, ardından askeri eğitime yöneldi.
Atatürk, askeri dehasını Trablusgarp, Balkan Savaşları ve nihayetinde I. Dünya Savaşı'nda gösterdi.
1915 yılında, İtilaf Devletleri'nin Çanakkale Boğazı'nı geçme girişimini durdurmak için kurulan 19. Tümen Komutanı olarak atandı. "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!" sözüyle hafızalara kazınan Conkbayırı ve Anafartalar zaferleri, onun askeri liderlik vasfını tüm dünyaya kanıtladı.
I. Dünya Savaşı'nın ardından imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması (1918) ile vatan toprakları işgal edilmeye başlandı. Bu dönem, Atatürk'ün milli mücadele fikrini olgunlaştırdığı kritik bir evre oldu.
Atatürk, milletin egemenliğine dayanan yeni bir devlet kurmak için harekete geçti.
Cumhurbaşkanı olarak, Türkiye'yi modern bir ulus-devlet haline getirmek için kapsamlı reformlar başlattı. Bu devrimler "Atatürk Devrimleri" olarak anılır.
"Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesiyle barışçı bir dış politika izlerken, içeride karma ekonomi modeli ve planlı kalkınma ile sanayileşmeye ağırlık verdi. Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlarını kurarak milli kimliği güçlendirmeyi hedefledi.
Yoğun çalışma temposu sağlığını yavaş yavaş etkiledi. 10 Kasım 1938'de, Dolmabahçe Sarayı'nda, saat 09:05'te siroz hastalığı nedeniyle hayata gözlerini yumdu. Naşı, 1953'te inşa edilen ebedi istirahatgahı Anıtkabir'e nakledildi.
Atatürk, yalnızca bir komutan veya devlet adamı değil, aynı zamanda bir düşünce insanıydı. Onun en kalıcı mirası, akıl ve bilimi rehber edinen, ülkesi ve milletinin bağımsızlığını her şeyin üzerinde tutan Atatürk İlke ve İnkılapları'dır. "Ne mutlu Türk'üm diyene!" sözüyle, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını ortak bir payda olarak vurgulamıştır.
Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak varlığını sürdürmesi, onun attığı sağlam temeller sayesindedir. Fikirleri ve eseri, Türk milleti için yol gösterici olmaya devam etmektedir.