Beyin fırtınası, bir grup insanın yaratıcı düşüncesini harekete geçirmek ve çok sayıda fikir üretmek için kullanılan klasik bir tekniktir. Ancak etkili olabilmesi için belirli kurallara uyulması şarttır. Bu kurallar, katılımcıların içlerindeki yargılayıcı sesi susturup özgürce fikir üretmelerini sağlar. İşte, her beyin fırtınası oturumunun temelini oluşturan altın kurallar.
Bu kurallar, Alex Faickney Osborn tarafından geliştirilen ve dünya çapında kabul gören temel prensiplerdir.
Bu, en önemli ve olmazsa olmaz kuraldır. Oturum sırasında hiçbir fikir için "olmaz", "saçma", "pahalı" gibi eleştiriler yapılmamalıdır. Eleştiri, yaratıcılığı ve cesareti anında öldürür. Değerlendirme ve eleme işlemi, fikir üretme aşaması tamamlandıktan sonra yapılır.
Ne kadar alışılmadık, uçuk veya imkansız görünürse görünsün, her fikir hoş karşılanır. Bazen en çılgın fikirler, diğer katılımcılara pratik ve mükemmel çözümler için ilham veren kıvılcımı çakar. "Daha iyisi olamaz mı?" değil, "Başka neler olabilir?" sorusu sorulur.
Bu aşamanın amacı mümkün olduğunca çok sayıda fikir üretmektir. Nicelik, niteliği beraberinde getirir. Liste ne kadar uzun olursa, arasından harika bir fikir çıkma ihtimali o kadar artar. Hızlı düşünmek ve akışı kesmemek esastır.
Katılımcılar, başkalarının fikirlerini alıp üzerine eklemeler yapmalı, onları birleştirmeli veya geliştirmelidir. Bu, "Evet, ve..." yaklaşımıdır. Bir fikir, diğerinin üzerine inşa edilerek daha güçlü ve kapsamlı hale getirilebilir.
Beyin fırtınasını verimsiz hale getiren bazı davranışlardan kaçınmak gerekir:
Sonuç olarak, beyin fırtınası kuralları, güvenli ve özgür bir yaratıcılık alanı inşa etmek içindir. Bu kurallara sadık kalmak, takımın kolektif zekasını harekete geçirerek sorunlara şaşırtıcı ve yenilikçi çözümler bulmanın kapısını aralar. Unutmayın: Önce yarat, sonra ele!