Bitkiler, fotosentez ile ürettikleri organik besinleri (şekerler gibi) ihtiyaç duyulan tüm bölgelere iletmek zorundadır. Bu taşıma işlemi, floem adı verilen özel bir iletim dokusu tarafından gerçekleştirilir.
Floem, bitkilerde organik bileşiklerin taşındığı canlı hücrelerden oluşan bir iletim dokusudur. Yapraklarda (kaynak) üretilen besinler, kök, gövde, tomurcuk ve meyveler gibi (havuz) bölgelere floem sayesinde iletilir.
Floem dokusu birkaç farklı hücre tipinden oluşur:
Organik madde taşınmasını açıklayan en yaygın kabul görmüş model Basınç-Akış Teorisidir. Bu teoriye göre taşıma şu şekilde işler:
Yaprak gibi kaynak organlarda fotosentezle üretilen şeker (genellikle sukroz), aktif taşıma ile kalburlu boru hücrelerine yüklenir. Bu, floem özsuyunun konsantrasyonunu artırır ve osmotik olarak suyun ksilemden floeme girmesini sağlar.
Floeme giren su, burada bir turgor basıncı oluşturur. Kaynak bölgedeki basınç yüksektir.
Yüksek basınçlı kaynaktan, düşük basınçlı havuz bölgelere (kök, meyve vb.) doğru besin bakımından zengin sıvı akışı başlar. Bu akış, hücreler arasındaki kalburlu plakalardan geçerek süreklilik sağlar.
Havuz bölgelerde, şekerler kalburlu borulardan alınır ve ya kullanılır ya da depolanır. Bu, floemdeki çözünen madde konsantrasyonunu düşürür, su da osmotik olarak ksileme geri döner ve basınç düşer.
Bu döngü, kaynak ve havuz arasında sürekli bir basınç farkı yaratarak organik madde taşınmasını sağlar. Taşıma çift yönlü olabilir; yani aynı anda farklı yönlere farklı maddeler taşınabilir.