Elektronegatiflik, bir atomun kimyasal bağda elektronları çekme yeteneğinin bir ölçüsüdür. Bu özellik, bir molekülün polaritesini, reaktivitesini ve diğer birçok kimyasal özelliğini etkiler. Elektronegatiflik kavramını anlamak, kimyasal bağların doğasını ve moleküllerin davranışlarını tahmin etmemizi sağlar.
Elektronegatiflik, atomun çekirdeğindeki proton sayısı (nükleer yük) ve atomun yarıçapı gibi çeşitli faktörlerden etkilenir.
Elektronegatiflik, periyodik tabloda belirli eğilimler gösterir. Bu eğilimler, atomların elektron yapıları ve nükleer yüklerindeki değişikliklerle ilgilidir.
Bir periyotta soldan sağa doğru gidildikçe, genellikle elektronegatiflik artar. Bunun nedeni, nükleer yükün artması ve atom yarıçapının azalmasıdır. Daha fazla proton, elektronları daha güçlü bir şekilde çeker ve daha küçük bir atom yarıçapı, bu çekim kuvvetinin daha etkili olmasını sağlar.
Bir grupta yukarıdan aşağıya doğru gidildikçe, genellikle elektronegatiflik azalır. Bunun nedeni, atom yarıçapının artması ve ekranlama etkisinin artmasıdır. Daha büyük bir atom yarıçapı, çekirdek ile değerlik elektronları arasındaki mesafeyi artırır ve ekranlama etkisi, çekirdeğin çekim kuvvetini azaltır.
Periyodik tablodaki en elektronegatif elementler genellikle halojenlerdir (Grup 17). Flor (F), oksijen (O) ve azot (N) en elektronegatif elementler arasındadır. Bu elementler, kimyasal bağlarda elektronları güçlü bir şekilde çekme eğilimindedirler.
Elektronegatiflik, kimyada birçok önemli kavramı anlamamıza yardımcı olur. Bağ polaritesi, molekül geometrisi ve reaktivite gibi özellikler, elektronegatiflik değerleri kullanılarak tahmin edilebilir.