Felsefe, kökeni Antik Yunan'a dayanan ve "philo" (sevgi) ile "sophia" (bilgelik) kelimelerinin birleşiminden oluşan bir kavramdır. Kelime anlamıyla "bilgelik sevgisi" veya "bilgi aşkı" demektir. Ancak felsefe, sadece bir terimden ibaret olmayıp, insanın varoluşuna, bilgiye, değerlere ve gerçeğe dair sistematik bir sorgulama sürecidir.
Felsefe, MÖ 6. yüzyılda Batı Anadolu'da, özellikle Miletos'ta ortaya çıkmıştır. Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes gibi düşünürler, mitolojik açıklamalar yerine akıl ve gözleme dayalı bir anlayış geliştirerek felsefenin temellerini atmışlardır. Felsefe, insanın kendisini, evreni ve yaşamı anlama çabasının bir ürünüdür.
Felsefe, belirli başlı sorular etrafında şekillenir. Bu sorular, felsefenin alt disiplinlerini oluşturur:
Felsefe, tarih boyunca farklı dönemlerde farklı şekillerde ele alınmıştır:
Felsefe, sadece akademik bir disiplin değil, aynı zamanda günlük yaşamımızı şekillendiren bir düşünme biçimidir. Eleştirel düşünme, sorgulama ve analiz yeteneği kazandırarak, olaylara farklı perspektiflerden bakmamızı sağlar. Ayrıca, etik değerler, adalet ve özgürlük gibi kavramlar üzerine düşünmemize yardımcı olur.
Felsefe, insanın kendisini, evreni ve yaşamı anlama çabasının bir ifadesidir. Bilgelik sevgisi olarak tanımlanan felsefe, sadece cevaplar aramakla kalmaz, aynı zamanda doğru soruları sormayı da öğretir. Bu nedenle, felsefe yapmak, hayatı daha derinlemesine yaşamak ve anlamlandırmak anlamına gelir.