Fildişi Sahili (Côte d'Ivoire), Batı Afrika'nın en dinamik ülkelerinden biri. Pek çok kişi ülkenin başkentinin ekonomik merkez Abidjan olduğunu düşünse de, resmi başkent 1983'ten beri Yamoussoukro'dur. Bu ilginç başkent değişikliğinin ardında, ülkenin tarihi ve siyasi gelişmeleri yatıyor.
Fildişi Sahili, uzun yıllar Fransız sömürgesi olarak kaldı. Bağımsızlık sonrası ilk cumhurbaşkanı Félix Houphouët-Boigny, ülkeyi 1960'tan 1993'e kadar yönetti. Onun vizyonu, doğduğu kasaba olan Yamoussoukro'yu ülkenin yeni kalbi haline getirmekti.
Abidjan, koloni döneminden beri ticaret, finans ve kültür merkeziydi. Ancak Houphouët-Boigny, ülkenin iç kesimlerine odaklanmayı ve sembolik olarak "atalar toprağına" dönüşü temsil etmeyi amaçladı. 1983'te resmi kararname ile başkent statüsü Yamoussoukro'ya verildi.
Abidjan'ın hareketli, kozmopolit yapısının aksine Yamoussoukro daha sakin, planlı bir şehir. Nüfusu yaklaşık 400.000 olan şehir, geniş bulvarları, yeşil alanları ve anıtsal yapılarıyla dikkat çekiyor.
Pratikte, birçok hükümet ofisi, büyükelçilik ve uluslararası şirket merkezi hala Abidjan'da faaliyet göstermeye devam ediyor. Bu nedenle ülke fiilen bir "iki merkezli" yapıya sahip:
Şehir, başkent olmasına rağmen nüfus ve ekonomik aktivite açısından Abidjan'ın gerisinde kalmaya devam ediyor. Ancak hükümet, zamanla daha fazla kurumu buraya taşımayı ve şehrin altyapısını geliştirmeyi hedefliyor. Yamoussoukro, Fildişi Sahili'nin bağımsızlık sonrası ulusal kimlik arayışının ve bir liderin kişisel vizyonunun somut ifadesi olarak tarihteki yerini koruyor.
Sonuç olarak, Fildişi Sahili'nin başkenti sorusunun cevabı haritada Yamoussoukro olsa da, ülkenin kalbi hem bu sakin iç şehirde hem de hareketli sahil metropolü Abidjan'da atıyor. Bu ikili yapı, ülkenin modern tarihini ve gelişim dinamiklerini anlamak için önemli bir anahtar sunuyor.