Denizlerin baharla buluştuğu, havaların ısınmaya başladığı Mayıs ayı, balık severler için özel bir dönemdir. Bu ayda balıklar, kış aylarındaki yağlanma dönemini geride bırakır, ancak henüz yumurta dökme telaşına da girmemişlerdir. Bu da onları hem lezzetli hem de ideal boyda sofralarımıza konuk eder. Özellikle iki kırmızı kabuklu, ince ve leziz balık öne çıkar: Barbun ve Tekir. İşte Mayıs ayının bu şahane balıklarını ve tüketirken dikkat edilmesi gerekenleri anlatan bir rehber.
Mayıs, balık çeşitliliğinin arttığı bir geçiş ayıdır. Levrek, kılıç, kırlangıç, iskorpit gibi balıklar da tezgahlarda yerini alır. Ancak bu ayın tartışmasız yıldızları, suların ısınmasıyla birlikte en lezzetli zamanına ulaşan barbun ve tekirdir. Her ikisi de Mullidae familyasından gelir, yani aslında yakın akrabalardır. Ayrıntıları karıştırmamak için onları yakından tanıyalım.
Barbunya olarak da bilinen bu balık, pembe-kırmızı rengi, ince uzun yapısı ve karakteristik çizgileriyle hemen tanınır. En belirgin özelliği, alt çenesinin altında bulunan ve deniz dibinde beslenirken kullandığı iki adet bıyık benzeri duyu organıdır.
Barbuna çok benzer, ancak ondan ayrılan önemli özellikleri vardır. Rengi daha kahverengiye çalar, vücudunda barbundaki gibi düz çizgiler değil, sarımtırak benekler ve bazen boydan boya uzanan koyu bir şerit bulunur. Ayrıca, barbunun aksine, bıyıkları ağzının altında değil, üstündedir.
Denizlerimizin zenginliğinin devamı için, av yasağı dönemlerine (genellikle üreme dönemleri) kesinlikle uymalı ve boyu yasal sınırın altındaki (örneğin barbun için 13 cm) balıkları satın almamalıyız. "Bugünün küçüğü, yarının bereketi" ilkesini unutmayalım.
Sonuç olarak, Mayıs ayı sofralarınızı barbun ve tekirin eşsiz lezzetiyle taçlandırmak için harika bir fırsat. Bu iki balığı ayırt etmeyi öğrenmek ve onları en doğru şekilde pişirmek, bir deniz mahsulü zevkinin ötesinde, keyifli bir gastronomik deneyim sunacaktır. Afiyet olsun!