Klasik Türk ve Fars edebiyatının kısa ama derin anlamlar taşıyan nazım şekilleri olan rubai ve tuyuğ, sıklıkla birbirine karıştırılır. Her ikisi de dört mısradan oluşur, ancak köken, yapı, tema ve kullanım alanları bakımından belirgin farklılıklar taşır. Bu yazıda, bu iki edebi türü detaylıca inceleyeceğiz.
Rubai, İran (Fars) edebiyatı kökenlidir. Özellikle Ömer Hayyam ile özdeşleşmiş ve dünya çapında ün kazanmıştır. Arap edebiyatında da görülmekle birlikte, asıl gelişimini ve olgunluğa ulaşmasını Fars edebiyatında yaşamıştır. Daha sonra Türk edebiyatına geçmiş ve burada da önemli örnekler verilmiştir.
Tuyuğ ise tamamen Divan Edebiyatı'na özgü, Türklerin yarattığı bir nazım şeklidir. Özellikle Çağatay ve Azeri sahası ile Anadolu'da gelişim göstermiştir. Kadı Burhaneddin ve Ali Şir Nevai bu türün en önemli temsilcileri arasındadır.
İki tür arasındaki en belirleyici fark kafiye düzenidir.
Rubailerde derin felsefi düşünceler, hayatın anlamı, ölüm, varoluş, tanrı, dünyanın geçiciliği gibi temalar işlenir. Ömer Hayyam'ın rubaileri bu konuların en bilinen örnekleridir. Ağırbaşlı, hikmetli ve çoğu zaman sorgulayıcı bir ton hakimdir.
Tuyuğlarda ise daha çok aşk, şarap, güzellik, hayattan zevk alma ve nükte ön plandadır. Rubailere kıyasla daha hafif, daha lirik ve nükteli bir söyleyişi vardır. Kısacası, tuyuğ biraz daha "dünyevi"dir.
| Özellik | Rubai | Tuyuğ |
|---|---|---|
| Köken | Fars (İran) Edebiyatı | Divan (Türk) Edebiyatı |
| Kafiye Düzeni | a a x a | a a a a |
| Tematik Odak | Felsefe, Ölüm, Varoluş, Hikmet | Aşk, Şarap, Hayattan Zevk Alma, Nükte |
| Ünlü Temsilciler | Ömer Hayyam, Azmizade Haleti | Kadı Burhaneddin, Ali Şir Nevai, Nesimi |
| Ton | Ağırbaşlı, Derin, Düşündürücü | Yalın, Akıcı, Lirik, Nükteli |
Görüldüğü gibi, dışarıdan bakınca her ikisi de dört mısralı kısa şiirler gibi görünen rubai ve tuyuğ, köken, yapı ve içerik bakımından birbirinden ayrılır. Rubai, Doğu'nun felsefi derinliğini yansıtan bir "hikmet" şiiriyken; tuyuğ, Türk zevk ve nüktesinin inceliklerini taşıyan daha yerli ve samimi bir formdur. Her iki tür de, klasik edebiyatın kısa metinlerle büyük anlamlar sığdırma becerisinin muhteşem örnekleridir.