Khaled Hosseini'nin 2003 yılında yayımlanan ve dünya çapında büyük ses getiren ilk romanı Uçurtma Avcısı, Afganistan'ın son 30 yıllık trajik tarihini, iki çocuğun dostluğu ve ihaneti üzerinden anlatan sarsıcı bir insanlık hikayesidir. Sadece bir roman değil, aynı zamanda bir vicdan muhasebesi olan bu eser, okuyucuyu Kabil'den San Francisco'ya uzanan duygusal bir yolculuğa çıkarır.
Hikaye, 1970'lerin Kabil'inde, varlıklı bir Peştun ailenin oğlu olan Amir ile aynı evin hizmetçisinin oğlu, Hazara etnik grubundan Hasan arasındaki karmaşık ilişki etrafında döner. Hasan, Amir için her şeyi göze alan, sadakati ve dürüstlüğü simgeleyen bir dosttur. Amir ise babasının sevgisini ve onayını kazanmak için uğraşan, iç çatışmaları olan bir çocuktur.
Kabil'in geleneksel uçurtma yarışması, hikayedeki en kritik dönüm noktasıdır. Amir, babasının gözüne girmek için yarışmayı kazanır. Ancak galibiyetin simgesi olan son düşen uçurtmayı getirmek için giden Hasan, sokakta sadist bir çocuk olan Assef ve arkadaşlarının saldırısına uğrar. Amir olanları uzaktan izler ama Hasan'ı kurtarmak için adım atmaz. Bu pasiflik, sadece bir ihanet değil, Amir'in ömür boyu taşıyacağı bir vicdan azabının da başlangıcı olur.
Hosseini, karakterlerinin kişisel trajedilerini, ülkelerinin yaşadığı büyük trajedilerle iç içe geçirir:
Amir, Amerika'da yeni bir hayat kurmuşken, babasının eski dostu Rahim Han'dan gelen bir telefon her şeyi değiştirir: "Bir yol daha var. İyi olma yolu." Hasan, Taliban tarafından öldürülmüştür ve geride bir oğul, Sohrab, bırakmıştır. Amir, Hasan'ın oğlunu kurtarmak ve geçmişteki günahını telafi etmek için Taliban'ın hüküm sürdüğü Kabil'e, ölüm riskini göze alarak döner.
Roman, Sohrab'ın Amerika'da Amir ile yaşamaya başlamasıyla sona yaklaşır. Aralarındaki duvarlar yavaş yavaş yıkılırken, bir gün uçurtma uçururlar. Amir, tıpkı Hasan'ın yıllar önce kendisi için yaptığı gibi, Sohrab'ın uçurtması için koşar. Son cümleler, umudun ve iyileşmenin sembolü olur: "Sana koşuyorum. Bir rüzgar esiyordu ve uçurtmamız süzülüyordu. Ben koştum... Sadece gülümsedi."
Uçurtma Avcısı, okuyucuyu derinden sarsan, insanın karanlık ve aydınlık yanlarını cesurca sorgulayan ve "iyi bir insan olmanın" ne anlama geldiğini araştıran evrensel bir başyapıttır. Hosseini, edebi dehasıyla, kişisel hikayelerle tarihsel gerçekliği birleştirerek unutulmaz bir esere imza atmıştır.