26 Ağustos 1922, Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Bu tarihte başlayan Büyük Taarruz ve onun doruk noktası olan Başkomutanlık Meydan Muharebesi, Türk Kurtuluş Savaşı’nın askerî safhasını zaferle sonuçlandıran kritik bir harekâttır. İşgalci Yunan ordusunu Anadolu’dan tamamen atmak amacıyla planlanan bu taarruz, Mustafa Kemal Paşa’nın dehası ve Türk ordusunun azmi sayesinde tarihe “**Anadolu’nun Kurtuluş Destanı**” olarak geçmiştir.
1921 yılında Sakarya Meydan Muharebesi’nden zaferle çıkan Türk ordusu, yaklaşık bir yıl boyunca titizlikle taarruz hazırlıkları yaptı. Mustafa Kemal Paşa, ordunun eksikliklerini giderdi, lojistik hatları güçlendirdi ve askerî eğitime ağırlık verdi. Amaç, düşmanı bir daha toparlanamayacağı şekilde kesin bir darbe ile vurmaktı. Bu süreçte siyasi manevralarla da zaman kazanıldı ve taarruz için en uygun an beklenildi.
Taarruz planı, son derece gizlilik içinde hazırlandı. Mustafa Kemal Paşa, 20 Ağustos 1922’de Akşehir’deki karargâhta komutanlarla son toplantısını yaptı ve 26 Ağustos sabahı taarruz emrini verdi. Ana hedef, Yunan ordusunun en güçlü olduğu Afyon cephesiydi. Taarruzun temel stratejisi, düşman hatlarını yararak onu kuşatmak ve imha etmekti.
Büyük Taarruz’un en kritik ve belirleyici safhası, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da gerçekleşen Başkomutanlık Meydan Muharebesi’dir. Mustafa Kemal Paşa’nın bizzat yönettiği bu muharebede, Yunan ordusunun ana kuvvetleri kuşatıldı ve büyük ölçüde imha edildi. Savaş, Türk ordusunun kesin zaferiyle sonuçlandı.
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin zaferle sonuçlanması, Türk Kurtuluş Savaşı’nın askerî safhasını fiilen bitirdi. Bu zaferin önemli sonuçları şunlardır:
Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin yıl dönümü olan 30 Ağustos, 1924’ten itibaren Zafer Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Her yıl düzenlenen törenler ve etkinliklerle, bu büyük zaferin kahramanları saygı ve minnetle anılır.
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, Türk tarihinin en şanlı sayfalarından biridir. Sadece bir askerî harekât değil, aynı zamanda bir milletin esaretten kurtuluşunun ve bağımsızlık iradesinin simgesidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde, Türk ordusu ve milletinin birlikte yazdığı bu destan, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşlarından birini oluşturur.
Bu zafer, bize; inanç, planlama, azim ve birlik olmanın, en zor koşullarda bile büyük başarıları getirebileceğini hatırlatmaya devam etmektedir. 🕊️🇹🇷